Translation of "Belirgin" in French

0.047 sec.

Examples of using "Belirgin" in a sentence and their french translations:

Parti belirgin bir başarıydı.

- La réception fut un succès notable.
- La fête a été un grand succès.

- Bu apaçık.
- O belirgin.

- C'est évident.
- C'est visible.
- C'est manifeste.

Iklimin etkilerini belirgin biçimde düşürebilir.

réduirait significativement les impacts climatiques.

Aralarında belirgin bir düşmanlık var.

Il y a une inimitié notable entre eux.

Ama onlardan üç belirgin ders aldım.

mais j'ai retenu trois leçons distinctes qu'ils m'ont apprises.

Hava belirgin şekilde daha da soğudu.

Il fait sensiblement plus froid.

Onlar arasında belirgin bir fark var.

- Entre les deux, il y a une énorme différence.
- Il y a une différence marquée entre ces deux-là.

Fakat ırk ayrımcılığı artık en belirgin formunda

Mais la discrimination raciale en est la forme la plus proéminente,

Onun nasıl ilerleyeceği konusunda hiçbir belirgin fikri yok.

Il n'a pas d'idée distincte de comment procéder.

American Biscuit Company, markayı belirgin bir şekilde tescil etti

L'American Biscuit Company a déposé la marque de manière évidente

Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.

Plus l'appel est audible, plus la cible est facile.

- Irkçılık bugün çok açık değildir.
- Irkçılık bugün o kadar belirgin değildir.

De nos jours, le racisme n'est pas si manifeste.

Onun çizdiği şey son derece detaylandırılmış ve belirgin, her zaman küçük detaylara ayrılamaz.

Ses dessins sont extrêmement détaillés et précis, il y a toujours des petits détails indétectables.