Translation of "Kedinin" in French

0.003 sec.

Examples of using "Kedinin" in a sentence and their french translations:

Bu, kedinin suçu.

C'est la faute du chat.

Kedinin iki kulağı var.

Le chat a deux oreilles.

Çocuk, kedinin kuyruğuna vurdu.

- L'enfant attrapa le chat par la queue.
- L'enfant a attrapé le chat par la queue.

Bir kedinin iki kulağı vardır.

- Le chat a deux oreilles.
- Un chat a deux oreilles.

Bu tür kedinin kuyruğu yoktur.

Cette sorte de chat ne possède pas de queue.

Bir kedinin pencereyi tırmaladığını duyabiliyorum.

J'entends un chat qui gratte à la fenêtre.

Köpeğim bir kedinin hayalini kuruyor.

- Mon chien rêve d'un chat.
- Mon chien rêve d'une chatte.
- Ma chienne rêve d'un chat.
- Ma chienne rêve d'une chatte.

Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.

- J'ai laissé entrer le chat.
- Je laisse entrer le chat.

Tom, ağaçta bir kedinin miyavladığını duydu.

Tom entendit un chat miauler dans l'arbre.

Kedinin kaçmasına izin verme. Kapıyı kapa!

- Ne laisse pas le chat s'échapper ! Ferme la porte !
- Ne laissez pas le chat s'échapper ! Fermez la porte !

O kedinin güzel bir kürkü var.

La fourrure de ce chat est magnifique.

Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.

Lion et tigre sont deux espèces différentes de félins.

Bir kedinin bir köpeğin peşinden koştuğunu gördüm.

J'ai vu un chat courir après le chien.

Bir kedinin kuyruğunda kaç tane tüy vardır?

Combien de poils y a-t-il sur une queue de chat ?

- Bir kedi dokuz canlıdır.
- Bir kedinin dokuz canı vardır.

Un chat a neuf vies.

O, bir oğlan, bir kız ve bir kedinin hikayesi.

C'est l'histoire d'un garçon, d'une fille et d'un chat.

Kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynamayı bırak ve bana haberleri aktar.

Arrête de jouer au chat et à la souris avec moi et donne-moi les nouvelles.

- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.

Quand le chat n'est pas là, les souris dansent.