Translation of "Serin" in French

0.008 sec.

Examples of using "Serin" in a sentence and their french translations:

Bugün hava serin.

Il fait frais aujourd'hui.

Serin değil mi?

Est-ce que ce n'est pas cool ?

Burası daha serin.

Il fait plus frais ici.

Oldukça serin olacak.

Le fond de l'air va être frais.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

et les médicaments étaient bien au frais dans la grotte.

üzerinde yuvarlandığın serin şeyde,

le - le - le truc froid sur lequel tu te roules,

Burası çok daha serin.

Il fait plus frais ici.

Güzel, serin bir su.

De la belle eau fraîche.

Ben çok serin hissediyorum.

Je suis gelée.

Burada hava gerçekten serin.

- C'est vraiment relaxant, ici.
- C'est vraiment détendu, ici.
- C'est vraiment frais, ici.

Serin bir sonbahar geliyor.

Un automne froid nous arrive.

Tom serin olduğunu söyledi.

Tom a dit que c'était cool.

Serin bir rüzgâr esiyor.

Il souffle un vent frais.

Çok daha serin olsa da...

Il fait plus frais,

Onu serin bir yerde tut.

Garde-le dans un endroit frais.

Bu hafta sonu serin olacak.

Il va faire frais ce week-end.

Bu sabah serin, değil mi?

Il fait frais ce matin, n'est-ce pas ?

Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?

Dans la grotte fraîche ou bien dans un arbre ?

Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.

Ils sont restés au frais, mais ils ont été détruits.

...ısıyı yayarak fili serin tuttuğunu gösteriyor.

émettant de la chaleur et régulant sa température.

Vay canına, burası çok daha serin.

Il fait bien plus frais ici.

Aslında bunu hissedebiliyorum. Şimdiden daha serin.

Je le sens, c'est déjà plus frais.

Serin ve kuru bir yerde saklayınız.

Conserver dans un endroit frais et sec.

Nehirden gelen serin esintinin tadını çıkardık.

Nous avons profité de la brise fraîche qui venait de la rivière.

Evet, bu çamur çok güzel ve serin.

Oui, cette boue est bien fraîche.

Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.

Par ici il y a habituellement une brise fraîche le soir.

Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak.

Après cette tempête, il fera plus frais.

Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.

On sent déjà un peu plus de fraîcheur.

Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.

Mais le bruit de la chasse se propage loin dans l'air nocturne.

Ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.

Ce serait bien pour les médicaments, car il y fait frais.

Bu onları serin tutacaktır. Hem gölgedeler hem de çamurda.

Ils resteront bien au frais, à l'ombre, enterrés dans la boue.

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

les créatures se cachent là où il fait plus frais.

Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.

Et vu qu'il fait frais dans ce canyon en fente, elle ne s'évapore pas vite.

Ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok serin.

Ce serait bien pour les médicaments, car il y fait frais.

Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.

Dans une mine souterraine, il peut faire 10 à 15 degrés de moins qu'à la surface.

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

Mais avant, on doit s'occuper des médicaments et faire en sorte qu'ils restent au frais.

Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.

Le ciel est dégagé et le vent est rafraîchissant. C'est un jour parfait pour passer du temps en plein air.

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Les médicaments vont se perdre. Il faudra trouver un moyen de les garder au frais.

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Les médicaments vont se perdre. Il faudra trouver un moyen de les garder au frais.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

On pourrait camper dans la grotte. Ce serait bien pour les médicaments, car il y fait frais.