1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-German
  4. Ağzından

Translation of "Ağzından" in German

0.005 sec.

Examples of using "Ağzından" in a sentence and their german translations:

O, ağzından kaçırabilir.

Sie könnte es ausplaudern.

Ağzından yel alsın.

Zügele deine Zunge!

Baklayı ağzından çıkarmanın tam zamanı.

Es war höchste Zeit, dass du es ausgeplaudert hast.

Bunun üzerine baklayı ağzından çıkardı.

Daraufhin ließ er die Katze aus dem Sack.

Tom kancayı balığın ağzından çıkardı.

Tom entfernte den Haken aus dem Fischmaul.

Tom Mary'ye baklayı ağzından çıkardı.

Tom hat Mary alles erzählt.

Burnundan nefes al, ağzından değil.

Atme durch die Nase, nicht durch den Mund.

Ağzından sigarayı çıkarmadan nasıl konuşabildiğini bilmiyorum.

Ich verstehe nicht, wie er es schafft zu sprechen, ohne die Zigarette aus dem Mund zu nehmen.

Ağzından incilerin ve elmasların saçıldığını görülüyor.

Es scheint mir, dass aus ihrem Mund Perlen und Diamanten hüpfen.

Tom yalan söyleyecekti ama baklayı ağzından kaçırmakla sonuçlandırdı.

Tom wollte lügen, aber schließlich hat er alles ausgeplaudert.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.

Entweder ich klettere das Seil hoch, oder ich verlasse die Höhle und steige den Felsen hinauf.

Tom, onun için planladığı sürpriz partiyi ağzından kaçırarak annesine söyleyince sürprizi bozdu.

Tom ließ die Katze aus dem Sack, als er seiner Mutter versehentlich von der für sie geplanten Überraschungsparty erzählte.

Bu seninle benim aramda bir sır, bu yüzden ağzından kaçmasına izin verme.

Das ist unser Geheimnis, also pass auf, dass es dir nicht herausrutscht.

- Ağzından çıkanlara dikkat et.
- Söylediklerine dikkat et.
- Konuşmana dikkat et.
- Konuşmanıza dikkat edin.

Pass auf, was du sagst!

'' Neler de görüyorum!'' dedi annesi büyük bir şaşkınlıkla. ''Ağzından incilerin ve elmasların saçıldığı görülüyor. Bunlar nereden geliyor, kızım?''( Bu, ona kızım diye seslendiği ilk seferdi.)

"Was sehe ich!" sagte ihre Mutter mit großer Verwunderung. "Es scheint mir, dass aus ihrem Mund Perlen und Diamanten hüpfen! Woher kommt das, meine Tochter?" (Das war das erste Mal, dass sie sie Tochter nannte).