Translation of "Aklına" in German

0.008 sec.

Examples of using "Aklına" in a sentence and their german translations:

Tom aklına eseni yapabilir.

Tom kann tun, was er will.

Insanın aklına her şey geliyor

alles fällt mir ein

Aklına iyi bir fikir geldi.

Ihm kam eine gute Idee.

Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?

- Ist es euch nicht in den Sinn gekommen, die Fenster zu schließen?
- Bist du denn nicht auf die Idee gekommen, die Fenster zu schließen?
- Ist es dir etwa nicht in den Sinn gekommen, vielleicht mal die Fenster zu schließen?
- Bist du nicht darauf gekommen, mal die Fenster zuzumachen?

- John'un aklına müthiş bir fikir geldi.
- John'un aklına muhteşem bir fikir geldi.

Johannes hatte einen grandiosen Einfall.

Aklına gelen tek bir şey vardı.

Sie konnte nur an eine Sache denken.

Onun aklına iyi bir fikir geldi.

Er hatte eine gute Idee.

Politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.

infiziert sie die Gedanken der Menschen quer durch das politische Spektrum.

Birinin aklına cep telefonlarına kamera koymak gelmiş.

Und zwar kam jemand darauf, eine Kamera in ein Handy zu stecken.

Birden onun aklına iyi bir fikir geldi.

- Auf einmal hatte er eine gute Idee.
- Auf einmal hatte sie eine gute Idee.

Onunla yurt dışında tanışacağı hiç aklına gelmezdi.

Sie hätte sich nie träumen lassen, ihm in Übersee zu begegnen.

Tom'un burada olmak istemeyebileceği hiç aklına geldi mi?

Ist dir je in den Sinn gekommen, dass Tom vielleicht gar nicht hier sein will?

- Aklına komik fikirler gelmesin.
- Saçma sapan fikirlere kapılma.

Komm nicht auf dumme Gedanken!

Birkaç gün daha Boston'da kalmak isteyebileceğim hiç aklına geldi mi?

- Ist dir schon mal der Gedanke gekommen, dass ich vielleicht noch ein paar Tage in Boston bleiben will?
- Ist dir schon mal der Gedanke gekommen, dass ich vielleicht noch ein paar Tage in Boston könnte bleiben wollen?

Birde ekranda faşo ağa yazısı çıkınca herkesin aklına şu soru geldi

Und als das Schreiben von fasa aga auf dem Bildschirm erschien, kam allen die Frage in den Sinn

- Herhangi bir örnek düşünebilir misin?
- Aklına herhangi bir örnek geliyor mu?

Fällt dir ein Beispiel ein?

Sıklıkla ve çeşitli vesilelerle sözlerini tekrar ederdi, ki sözleri sahabenin aklına yerleşsin.

Oft wiederholte er seine Worte mehrere Male und zu verschiedenen Anlässen, damit sich seine Worte bei den Sahāba einprägten

- Böyle güzel bir fikir aklına nereden geldi?
- Böyle güzel bir fikri nasıl buldun?

Wie bist du nur auf so eine gute Idee gekommen?

- Bu cevap nereden aklına geldi?
- Bu cevabı nasıl buldun?
- O cevabı nasıl buldun?

Wie bist du auf diese Antwort gekommen?

- Bu çılgın fikri nasıl buldun?
- Bu çılgın fikri nasıl ileri sürdün.
- Bu çılgın fikir nereden aklına geldi?

Wie bist du auf diese verrückte Idee gekommen?

Bugün kendini çok zengin biri gibi hissetmek istiyorsan, aklına gelen, para karşılığında satın alamadığın bütün şeyleri listele.

Wenn du dich heute richtig reich fühlen willst, so zähle all das zusammen, was sich für Geld nicht kaufen lässt.