Translation of "Aklında" in German

0.007 sec.

Examples of using "Aklında" in a sentence and their german translations:

Aklında ne var?

Was hast du im Sinn?

Lütfen söylediğimi aklında tut.

Bitte erinnere dich meiner Worte.

Aklında ne olduğunu biliyorum.

Ich weiß, was du auf dem Herzen hast.

Onların aklında ne var?

Was haben sie im Sinn?

Aklında ne var, Tom?

Was hast du auf dem Herzen, Tom?

Ölmen gerektiğini aklında tut.

Bedenke, dass du sterben musst.

Tom'un aklında çok şey vardı.

Tom beschäftigte vieles.

Lütfen bu gerçeği aklında tut.

- Berücksichtige bitte diese Tatsache.
- Berücksichtigen Sie bitte diese Tatsache.
- Berücksichtigt bitte diese Tatsache.
- Bitte denke an diese Tatsache.
- Bitte denken Sie an diese Tatsache.
- Bitte denkt an diesen Umstand.

Tom'un aklında başka şeyler vardı.

Tom hatte andere Dinge im Kopf.

- Aklında başka bir şey mi var?
- Aklında başka bir şey var mı?

Hast du noch etwas anderes im Sinn?

Tom'un aklında başka bir şey var.

Tom hat etwas anderes im Sinn.

Bu yorumları yaptığında aklında kim vardı?

Wen hattest du im Auge, als du diese Bemerkungen gemacht hast?

Tom Mary'nin aklında ne olduğunu anlıyor.

Tom weiß, was Maria vorhat.

Aklında bir şey var, değil mi?

Dir macht doch irgendetwas Sorgen, oder?

Onun aklında bunlar var olan tek kategoriler.

Nach ihrer Auffassung waren das die einzigen Kategorien.

Hepimizin aklında bu soru var değil mi?

Wir alle haben diese Frage im Sinn, oder?

Tom aklında şu anda başka şeyler var.

Tom hat im Moment andere Dinge im Kopf.

Tom Mary'nin aklında ne olduğunu merak etti.

Tom fragte sich, was Maria wohl auf dem Herzen habe.

Sigara içmenin sağlığın için iyi olmadığını aklında tut.

Vergiss nicht, dass Rauchen nicht gut für deine Gesundheit ist.

- Lütfen sana söylediklerimi unutma.
- Dediklerimi lütfen aklında tut.

Bitte erinnere dich an das, was ich dir sage.

Aklında yemekten fazlası var. Eh, ısrarcılıktan tam puan aldı.

Er hat mehr als Essen im Sinn. Die Bestnote für Hartnäckigkeit.

Tom'un aklında model tren setinden başka bir şey yoktu.

Tom hat nichts außer seiner Modelleisenbahn im Kopf.

- Onun aklında ne olduğunu merak ediyorum.
- Ne düşündüğünü merak ediyorum.

Ich frage mich, woran sie gerade denkt.

Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.

Ich weiß nicht, was in ihm vorgeht, einen so vorteilhaften Vorschlag abzulehnen.

- Onun aklında ne olduğunu anladın mı?
- Onun aklından ne geçtiğini anladın mı?

Hast du verstanden, was er meinte?

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

David hat so viele Freundinnen, dass er sich nicht alle ihre Namen merken kann.

- Bu dediklerimi iyi dinle ve sakın unutma. Yalnızca bir kere söyleyeceğim.
- Şimdi beni dikkatlice dinle ve bu dediklerimi sıkı sıkı aklında tut. Bir kez daha tekrarlamayacağım.

Hör gut zu und merke es dir. Ich werde es nicht noch einmal sagen.