Translation of "Anahtarlarını" in German

0.006 sec.

Examples of using "Anahtarlarını" in a sentence and their german translations:

Anahtarlarını buldun mu?

Hast du deine Schlüssel gefunden?

Tom anahtarlarını arıyor.

Tom sucht seine Schlüssel.

Bana anahtarlarını ver.

- Gib mir deine Schlüssel!
- Geben Sie mir Ihre Schlüssel!

O, anahtarlarını bulamıyor.

Sie kann ihre Schlüssel nicht finden.

Tom'a anahtarlarını ver.

- Gib Tom seine Schlüssel.
- Geben Sie Tom seine Schlüssel.
- Gebt Tom seine Schlüssel.

Tom, anahtarlarını kaybetti.

- Tom hat seine Schlüssel verloren.
- Tom hat seinen Schlüssel verloren.

- O, anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.
- Şansına anahtarlarını bulmuştu.

Er hatte Glück, dass er seine Schlüssel fand.

Tom anahtarlarını cebine koydu.

Tom hat die Schlüssel eingesteckt.

O, anahtarlarını arabada bıraktı.

Sie hat ihre Schlüssel im Wagen liegenlassen.

Bana araba anahtarlarını ver.

- Gib mir deine Autoschlüssel!
- Geben Sie mir Ihre Autoschlüssel!

Tom evinin anahtarlarını kaybetti.

Tom hat seine Hausschlüssel verloren.

Tom arabasının anahtarlarını kaybetti.

Tom hat seine Autoschlüssel verloren.

Araba anahtarlarını kaybettin mi?

- Hast du deine Autoschlüssel verloren?
- Haben Sie Ihre Autoschlüssel verloren?

Tom arabasının anahtarlarını arıyor.

Tom sucht seine Autoschlüssel.

Tom anahtarlarını arabada bıraktı.

Tom hat seine Schlüssel im Auto gelassen.

Bence, Tom anahtarlarını arıyor.

Ich glaube, Tom sucht seine Schlüssel.

O, araba anahtarlarını arıyor.

Sie sucht ihre Autoschlüssel.

Araba anahtarlarını nereye koydum?

Wo habe ich die Autoschlüssel hingelegt?

Tanrım! Araba anahtarlarını kaybettim.

Du meine Güte! Ich habe die Autoschlüssel verloren.

O, araba anahtarlarını kaybetti.

Sie hat ihre Autoschlüssel verloren.

Araba anahtarlarını bana ver.

Gib mir die Autochlüssel!

Arabamın anahtarlarını gördün mü?

Hast du meine Autoschlüssel gesehen?

Benim evin anahtarlarını bulamıyorum.

Ich finde meine Haustürschlüssel nicht.

Araba anahtarlarını buldun mu?

Hast du deine Autoschlüssel gefunden?

Tom anahtarlarını bana bıraktı.

Tom hat seine Schlüssel bei mir gelassen.

Ben senin anahtarlarını buldum.

- Ich habe deine Schlüssel gefunden.
- Ich habe eure Schlüssel gefunden.
- Ich habe Ihre Schlüssel gefunden.

Sadece sandıkların anahtarlarını taşımak için

Nur um die Schlüssel zu den Truhen zu tragen

Ayak parmaklarıyla anahtarlarını almaya çalıştı.

Tom versuchte seine Schlüssel mit den Zehen aufzuheben.

Anahtarlarını aramana yardım edeyim mi?

Soll ich dir helfen, den Schlüssel zu suchen?

Tom anahtarlarını bulduğu için şanşlı.

Tom hatte Glück, dass er seine Schlüssel gefunden hat.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

- Tom weiß nicht mehr, wohin er seine Schlüssel getan hat.
- Tom weiß nicht mehr, wo er seine Schlüssel hingetan hat.
- Tom weiß nicht mehr, wo er seine Schlüssel gelassen hat.
- Tom erinnert sich nicht, wo er seine Schlüssel hingelegt hat.

Mary anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.

Maria hatte Glück, dass sie ihre Schlüssel wiedergefunden hat.

Tom anahtarlarını mutfak masasına koydu.

Tom legte seine Schlüssel auf den Küchentisch.

Sadece bana araba anahtarlarını ver.

Gib einfach die Autoschlüssel her!

Tom anahtarlarını evde bıraktığını söyledi.

Tom sagte, er habe seine Schlüssel zu Hause gelassen.

Tom şimdiye kadar anahtarlarını buldu mu?

Hat Tom seine Schlüssel schon gefunden?

Tom'un anahtarlarını bulmasına yardım eder misin?

Würdest du Tom seine Schlüssel suchen helfen?

Tom'un anahtarlarını nereye koyduğunu biliyor musun?

Weißt du, wo Tom seine Schlüssel hingetan hat?

Adımlarını tekrar izle, belki anahtarlarını bulursun.

Verfolge deine Schritte zurück! Vielleicht findest du dann deine Schlüssel.

Tom anahtarlarını otopark görevlisine teslim etti.

Tom übergab seine Schlüssel dem Parkplatzwächter.

Sandıkların sadece anahtarlarını taşımak için 300 katır

300 Maultiere tragen nur die Schlüssel der Truhen

Tom arabamın anahtarlarını nereye koyduğunu bana söylemez.

Tom will mir nicht sagen, wo er meine Autoschlüssel hingetan hat.

Tom anahtarlarını aldı ve onları cebine koydu.

Tom schnappte sich seine Schlüssel und steckte sie in seine Tasche.

Annem bana anahtarlarını ödünç vermek zorunda kaldı.

Meine Mutter musste mir ihre Schlüssel leihen.

Tom'un anahtarlarını nerede bıraktığı hakkında fikri yoktu.

Tom hat keine Ahnung, wo er seine Schlüssel gelassen hat.

Mary anahtarlarını bulmak için çantasını araştırmaya başladı.

Maria fing auf der Suche nach ihren Schlüsseln an, ihre Handtasche zu durchwühlen.

Tom, Mary'nin araba anahtarlarını aldı çünkü sarhoştu.

Tom nahm Maria die Autoschlüssel weg, weil sie betrunken war.

Tom anahtarlarını çıkardı ama kapının açık olduğunu fark etti.

Tom holte seine Schlüssel hervor, stellte dann aber fest, dass die Tür bereits verschlossen war.

Tom araba anahtarlarını Mary'ye attı ve o onları yakaladı.

Tom warf Maria die Autoschlüssel zu, und sie fing sie.

Mary'nin onun anahtarlarını nereye sakladığına dair Tom'un hiç fikri yok.

Tom hat keine Ahnung, wo Maria seine Schlüssel versteckt hat.

Tom anahtarlarını çıkardı fakat sonra kapının zaten açık olduğunu fark etti.

Tom holte seine Schlüssel hervor, merkte dann aber, dass die Tür bereits offen war.