Translation of "Arkadaşlarıyla" in German

0.006 sec.

Examples of using "Arkadaşlarıyla" in a sentence and their german translations:

Arkadaşlarıyla oynuyor.

Er spielt mit seinen Freunden.

- Arkadaşlarıyla çıktı.
- O, arkadaşlarıyla dışarı çıktı.

Sie ging mit ihren Freundinnen aus.

O, arkadaşlarıyla oynuyor.

Sie spielt mit ihren Freunden.

O arkadaşlarıyla oynuyor.

Sie spielt mit ihren Freunden.

O, arkadaşlarıyla gitti.

- Sie ging mit ihren Freunden aus.
- Sie ging mit ihren Freundinnen aus.

O, arkadaşlarıyla birlikte.

Er ist bei seinen Freunden.

- Tom arkadaşlarıyla alışveriş yapacak.
- Tom arkadaşlarıyla alışveriş yapmaya gidiyor.

Tom geht mit seiner Freundin einkaufen.

Kız kardeşim arkadaşlarıyla konuşuyor.

- Meine Schwester unterhält sich gerade mit ihren Freundinnen.
- Meine Schwester unterhält sich gerade mit ihren Freunden.

O, arkadaşlarıyla tenis oynayacak.

Er wird mit seinen Freunden Tennis spielen.

Tom arkadaşlarıyla yüzmeye gitti.

- Tom ist mit seinen Freunden schwimmen gegangen.
- Tom ging mit seinen Freunden schwimmen.

Tom arkadaşlarıyla sohbet ediyor.

Tom plauscht mit seinen Freunden.

Odası her zaman arkadaşlarıyla doludur.

Sein Zimmer ist immer voll mit Freunden von ihm.

O beni bütün arkadaşlarıyla tanıştırdı.

Er stellte mich all seinen Freunden vor.

Tom çalışma arkadaşlarıyla iyi geçinmez.

Tom versteht sich nicht mit seinen Mitarbeitern.

Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.

- Maria sprach mit ihren Freundinnen darüber.
- Maria sprach mit ihren Freunden darüber.

Tom onun hakkında arkadaşlarıyla konuştu.

- Tom hat mit seinen Freunden darüber geredet.
- Tom hat darüber mit seinen Freunden gesprochen.

O arkadaşlarıyla çok iyi anlaşır.

Er kommt sehr gut mit seinen Freunden aus.

Tom arkadaşlarıyla birlikte parkta olabilir.

Tom könnte im Park mit seinen Freunden sein.

Mary oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşmak istemiyor.

Maria will nicht, dass ihre Freunde mit ihren Spielsachen spielen.

Ali arkadaşlarıyla kızma birader oynadı.

Ali spielte mit seinen Freunden Mensch-ärgere-dich-nicht.

Tom'un komşularıyla ve iş arkadaşlarıyla konuştuk.

Ich habe mit Toms Nachbarn und Mitarbeitern gesprochen.

Tom ve arkadaşlarıyla birlikte plaja gittim.

Ich bin mit Tom und seinen Freunden zum Strand gegangen.

Tom arkadaşlarıyla bir beyzbol maçı izliyor.

Tom sieht sich mit seinen Freunden das Baseballspiel an.

O, arkadaşlarıyla takılmak için dersten kaçtı.

Sie hat den Unterricht geschwänzt, um sich mit ihren Freunden zu amüsieren.

O, arkadaşlarıyla dans etmeye gitmeyi sever.

Sie geht gerne mit ihren Freunden zum Tanzen.

Tom arkadaşlarıyla öğle yemeği yediğini söyledi.

Tom sagte, dass er mit seinen Freunden zu Mittag gegessen habe.

Tom öğleden sonrasını arkadaşlarıyla sahilde geçirdi.

Tom verbrachte den Nachmittag mit Freunden am Strand.

O beyzbol maçı hakkında arkadaşlarıyla sohbet etti.

Sie unterhielt sich mit ihren Freunden über das Baseballspiel.

Arkadaşlarıyla on günlük bir Avrupa gezisine çıktı.

Sie machte mir ihren Freunden eine zehntägige Europareise.

Tom ve Pierre, plajda arkadaşlarıyla birlikte oynamak istiyorlar.

Tom und Peter wollen mit ihren Freunden am Strand spielen.

Uyan şimdi uyan, arkadaş arkadaşlarıyla, Adil'in insanlarının en iyileri.

Wach auf, wach auf, Gesellschaft von Freunden, alles Gute von Adils Leuten.

Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.

Seine neuartigen Ideen bringen ihn immer wieder in Verlegenheit mit seinen eher konservativen Kollegen.

Tom ve onun aptal arkadaşlarıyla birlikte aptalca bir partiye gitmek zorundayım.

Ich muss zu einer blöden Party mit Tom und seinen doofen Freunden.

Tom şehirde otopark ücreti tasarrufu yapmak için arkadaşlarıyla birlikte yolculuk yapar.

Tom bildet mit Freunden Fahrgemeinschaften, um in der Stadt Parkgebühren zu sparen.

Mary, arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına izin vermeleri için annesini ve babasını zorladı.

Mary drängte ihre Eltern dazu, sie mit ihren Freunden ausgehen zu lassen.

Tom boş zamanlarında futbol oynamayı, arkadaşlarıyla takılmayı ve müzik dinlemeyi sever.

In seiner Freizeit spielt Tom gerne Fußball, ist mit seinen Freunden zusammen und hört Musik.

O, arkadaşlarıyla bir restorana gidebilsin diye o onun ona biraz para vermesini rica etti.

- Sie bat ihn um Geld, damit sie mit ihren Freunden in ein Restaurant gehen könnte.
- Sie bat ihn um Geld, damit sie mit ihren Freundinnen in ein Restaurant gehen könnte.

Tom bir maske ve bir şnorkel aldı böylece o arkadaşlarıyla birlikte şnorkelle yüzmeye gidebildi.

Tom kaufte sich eine Maske und einen Schnorchel, damit er mit seinen Freunden schnorcheln gehen konnte.

Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.

Dies ist eine Zeit im Jahr, wenn Menschen mit Familie und Freunden zusammenkommen, um Passah zu begehen und Ostern zu feiern.