Translation of "Bırakarak" in German

0.003 sec.

Examples of using "Bırakarak" in a sentence and their german translations:

Kokusunu bırakarak gücünü afişe ediyor.

Er verkündet seine Kraft mit Duftmarken.

O, onu yalnız bırakarak caddenin karşısına koştu.

Er lief über die Straße und ließ sie allein zurück.

Tom Mary'yi John'la tek başına bırakarak gitti.

Tom ging und ließ Maria mit Johannes allein.

Tom Mary ve John'u yalnız bırakarak yola çıktı.

Tom zog von dannen und ließ Maria und Johannes allein.

Kendilerinden çok daha iyi bir grup insan bırakarak gidenlerdir.

eine Gruppe von Leuten hinterlassen, die viel besser sind als sie selbst.

Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.

Du gingst zum Lager zurück und ließt mich im Urwald allein.