Translation of "Bırakmadı" in German

0.004 sec.

Examples of using "Bırakmadı" in a sentence and their german translations:

Çocuklarını bırakmadı.

Er hat seine Kinder nicht verlassen.

Tom bırakmadı.

Tom gab nicht auf.

Polis şüpheliyi bırakmadı.

Der Polizist wollte den Verdächtigen einfach nicht loslassen.

Beni bir yere bırakmadı.

Seinetwegen blieb ich dort.

Cildini güneşe maruz bırakmadı.

Sie setzte ihre Haut nicht der Sonne aus.

Tom beni yalnız bırakmadı.

Tom ließ mich einfach nicht in Ruhe.

Tom bir mesaj bırakmadı.

Tom hat keine Nachricht hinterlassen.

Tom Mary'nin peşini bırakmadı.

Tom folgte Maria.

Tom kapıyı açık bırakmadı.

Tom hat die Tür nicht offengelassen.

- Tom size çok seçenek bırakmadı.
- Tom sana fazla seçenek bırakmadı.

Tom hat dir kaum eine Wahl gelassen.

Bebek beslenene kadar ağlamayı bırakmadı.

Das Baby hörte erst zu weinen auf, als es gefüttert wurde.

O, herhangi bir mesaj bırakmadı.

Er hat keine Nachricht hinterlassen.

O neden sigara içmeyi bırakmadı?

Warum hat er nicht mit dem Rauchen aufgehört?

Tom hiçbir şeyi şansa bırakmadı.

Tom überließ nichts dem Zufall.

Ama bırakmadı. Elimin üstünde yüzeye geldi.

Aber das tat er nicht. Er ritt auf meiner Hand an die Oberfläche.

Onun performansı arzulanan hiçbir şeyi bırakmadı.

Seine Leistung ließ nichts zu wünschen übrig.

Beni aramayı ve mesajlar göndermeyi bırakmadı.

Sie hört nicht auf, mich anzurufen und mir Nachrichten zu schicken.

Tom sigara içmeyi bırakmadı, bu yüzden Mary odayı terk etti.

- Tom hörte nicht auf zu rauchen. Aus diesem Grund verließ Mary den Raum.
- Tom hörte nicht auf zu rauchen, weswegen Mary den Raum verließ.