Translation of "Başıma" in German

0.046 sec.

Examples of using "Başıma" in a sentence and their german translations:

- Kendi başıma yapmalıydım.
- Onu kendi başıma yapmalıydım.
- Onu yalnız başıma yapmalıydım.

Ich hätte es selber tun sollen.

Tek başıma yürüdüm.

Ich ging allein.

Tek başıma gidemem.

Ich kann nicht allein gehen.

Tek başıma yaşayamam.

Ich kann nicht allein leben.

Kendi başıma halledebilirim.

Ich komme schon selber klar.

Tek başıma gideceğim.

- Ich gehe alleine.
- Ich werde alleine gehen.

- Onu tek başıma yapabilirim.
- Onu yalnız başıma yapabilirim.

- Ich kann es selbst machen.
- Ich kann das alleine machen.

- Tek başıma Fransızca öğreniyorum.
- Kendi başıma Fransızca öğreniyorum.

Ich lerne in Eigenregie Französisch.

Başıma bir şey geldi.

und den Priesterberuf erlernte.

Onu tek başıma yapabilirim!

Ich kann das alleine.

Tek başıma seyahat ettim.

- Ich reiste allein.
- Ich bin allein gereist.

Tek başıma ormanda yürüdüm.

Ich wanderte allein in den Wald.

Problemi tek başıma çözeceğim.

Ich habe vor, dieses Problem selbständig zu lösen.

Onu tek başıma yapamıyorum.

- Ich kann es nicht allein.
- Ich kann es nicht alleine tun.

Çocuğumuzu kendi başıma büyütemem.

- Ich kann unser Kind nicht alleine großziehen.
- Ich kann unser Kind nicht allein aufziehen.

İşi kendi başıma bitirdim.

Ich habe diese Arbeit alleine erledigt.

Bugün başıma gelenlere inanmayacaksın.

- Du wirst nicht glauben, was mir heute passiert ist.
- Ihr werdet nicht glauben, was mir heute passiert ist.
- Sie werden nicht glauben, was mir heute passiert ist.

Kendi başıma Çince öğreniyorum.

Ich lerne Chinesisch autodidaktisch.

Tek başıma Fransızca öğreniyorum.

Ich lerne Französisch ganz alleine.

Tek başıma olmayı seviyorum.

Ich bin gerne allein.

Onu tek başıma yapabilirdim.

Das hätte ich alleine machen können.

Kendi başıma Fransızca çalışıyorum.

Ich lerne selbständig Französisch.

Evimde yalnız başıma oturuyorum.

Ich sitze alleine zuhause.

Tek başıma hayatta kalabilirim.

Ich kann allein überleben.

Bunu tek başıma yapabilirim.

- Ich schaffe es alleine.
- Ich kann das allein.

Tek başıma ders çalışıyordum.

Ich war allein und habe studiert.

Bunu tek başıma yapmadım.

Ich kann das nicht selbst.

Bunu tek başıma yapamam.

Ich schaffe das nicht alles allein.

Kendi başıma karar veremem.

Ich kann nicht allein eine Entscheidung treffen.

Onu tek başıma yapamazdım.

- Allein hätte ich das nicht geschafft.
- Alleine hätte ich das nicht gekonnt.

Barda tek başıma oturdum.

Ich saß alleine an der Bar.

Onu tek başıma yapacağım.

Das tue ich selbst.

Bunu tek başıma yaptım.

Das habe ich alles selbst gemacht.

Keşke kendi başıma yapsaydım.

Ich wünschte, ich hätte es selbst gekonnt.

- Arabamı tek başıma tamir etmeyi başardım.
- Arabamı tek başıma tamir edebildim.

Ich habe es geschafft, mein Auto selbst zu reparieren.

Tek başıma seyahat etmeyi severim.

Ich reise gern allein.

O problemi tek başıma hallettim.

Ich habe das Problem selbst gelöst.

Bu bavulu tek başıma taşıyamıyorum.

- Ich kann diesen Koffer nicht alleine tragen.
- Ich kann diesen Koffer nicht allein tragen.

Tek başıma sırtıma masaj yapamam.

Ich kann mir nicht selbst den Rücken massieren.

Bu beladan tek başıma kurtulamam.

Ich komme aus diesem Ärger allein nicht heraus.

Ben kendi başıma karar veremem.

- Ich kann allein keine Entscheidungen treffen.
- Ich kann allein nichts entscheiden.

Gerçekten tek başıma olmak istemiyorum.

Ich will nicht wirklich alleine sein.

Bu işi tek başıma tamamladım.

Ich habe diese Arbeit alleine erledigt.

Bu benim de başıma gelir.

Das passiert mir auch.

Bütün bunu tek başıma yiyemeyeceğim.

Ich werde das alles nicht allein essen können.

Oraya kendi başıma gitmek istiyorum.

Ich möchte selbst dorthin gehen.

Daha önce tek başıma olmadım.

Ich war noch nie auf mich allein gestellt.

Bu işi tek başıma yapamam.

Ich kann die Arbeit nicht alleine machen.

Bu valizi tek başıma taşıyamam.

- Ich kann diesen Koffer nicht alleine tragen.
- Ich kann diesen Koffer nicht allein tragen.

Ben tek başıma karar verdim.

Ich habe die Entscheidung selber getroffen.

Bunu tek başıma halletmek zorundayım.

Ich muss allein damit fertig werden.

Hol boyunca tek başıma yürüdüm.

Tom schritt allein den Flur entlang.

Tek başıma birkaç gün kulanabilirim.

Ich könnte ein paar Tage für mich allein vertragen.

Buna tek başıma katlanabileceğimi düşünüyorum.

Ich glaube, ich komme allein damit zurecht.

Ben kendi başıma yardım edemem.

Ich konnte mir nicht helfen.

Benzer bir şey başıma geldi.

Mir ist etwas Ähnliches passiert.

Bu da benim başıma geldi!

Das ist mir auch passiert!

Tek başıma çalışmayı tercih ederim.

Ich ziehe es vor, allein zu arbeiten.

Onu tek başıma yapmam gerekirdi.

Ich hätte es selber tun sollen.

Ben asla kendi başıma yüzmem.

Ich gehe nie alleine schwimmen.

Bunu tek başıma yapmayı planlamıyorum.

Ich habe nicht vor, das ganz alleine zu tun.

Burada tek başıma yaşamak istemiyorum.

Ich will hier nicht alleine leben.

Bütün bunları kendi başıma yiyemem.

Das kann ich nicht alles allein essen.

Bunu kendi başıma yapmaya çalışacağım.

Ich versuche es allein.

- Bunu kendi başıma yapmak zorunda kaldım.
- Onu yalnız başıma yapmak zorunda kaldım.

Ich musste es selber machen.

Neden her şey benim başıma geliyor?

Warum passiert immer alles mir?

Bu köpek kulübesini tek başıma yaptım.

Ich habe diese Hundehütte selbst gezimmert.

Tek başıma gitmem gerektiğini düşünüyor musun?

Denkst du, ich sollte selbst gehen?

Bu köpek kulübesini kendi başıma yaptım.

Ich habe diese Hundehütte selbst gebaut.

Tek başıma alışverişe gitmeyi tercih etmem.

- Ich würde lieber nicht alleine einkaufen gehen.
- Ich würde es vorziehen, nicht allein einkaufen zu gehen.
- Ich ginge lieber nicht allein einkaufen.

Ailem tek başıma gitmeme izin vermedi.

- Meine Eltern erlaubten es mir nicht, allein zu gehen.
- Meine Eltern erlaubten es mir nicht, allein zu fahren.

- Bana olabileceğini düşünmemiştim.
- Başıma geleceğini düşünmemiştim.

Ich dachte, mir könnte das nicht passieren.

Onu tek başıma yapmayı tercih ederim.

Ich mache es lieber alleine.

Tek başıma yaşamak için yeterince yaşlıyım.

Ich bin alt genug, um mein eigenes Leben zu leben.

Ben bu evde tek başıma yaşıyorum.

Ich lebe alleine in diesem Haus.

Bu sorunu tek başıma çözebileceğimi sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass ich in der Lage sein werde, dieses Problem selbst zu lösen.

Onu yalnız başıma yapmayı tercih ederim.

Ich mache es lieber selbst.

Tom evde tek başıma kalamam diyor.

Tom sagt, ich könne nicht allein zu Hause bleiben.

Yerinde olsam, oraya tek başıma gitmem.

Ich ginge an deiner Stelle nicht allein dorthin.

Her şeyi tamamen tek başıma yaptım.

Ich habe alles ganz allein gemacht.

Bugün başıma komik bir şey geldi!

Heute ist mir etwas Lustiges passiert.

Neden bunu tek başıma yapmak zorundayım?

Warum muss ich das alleine machen?

Bir süre tek başıma olmam gerekiyor.

Ich muss eine Zeit lang alleine sein.

Her şeyi tek başıma yapmak zorundaydım.

Ich musste alles alleine machen.

Oraya tek başıma gitmek zorunda kaldım.

- Ich musste dort alleine gehen.
- Ich musste dort allein hin.

Ben genellikle yalnız başıma yemek yerim.

Ich esse gewöhnlich allein zu Mittag.

Ben genellikle kendi başıma eve giderim.

- Gewöhnlich gehe ich allein nach Hause.
- Normalerweise gehe ich alleine nach Hause.

Bunu tek başıma yapmaya karar verdim.

Ich habe beschlossen, das selbst zu tun.

Yalnız başıma yemek yemekten hiç hoşlanmıyorum.

Ich hasse es, allein zu essen.

Her şeyi kendi başıma halletmem gerek.

Ich muss alles alleine erledigen.

Japonya'da tek başıma seyahat etmem kolay değil.

Allein in Japan herumzureisen fällt mir nicht leicht.

Sen benim başıma gelen en iyi şeysin.

Du bist das Beste, was mir je passiert ist.

Küçükken saatlerimi tek başıma odamda okuyarak geçirirdim.

Als ich klein war, verbrachte ich Stunden damit, alleine in meinem Zimmer zu lesen.

- Yalnız gitmek istemiyorum.
- Tek başıma gitmek istemiyorum.

Ich will nicht allein gehen.

- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.

Ich bin es gewohnt, allein zu wohnen.

- Bunu yalnız yapamam.
- Bunu tek başıma yapamam.

Ich schaffe das nicht allein.