Translation of "Elleri" in German

0.183 sec.

Examples of using "Elleri" in a sentence and their german translations:

Elleri soğuktu.

Ihre Hände waren kalt.

Onun elleri boştu.

Seine Hände waren leer.

Onun elleri kabadır.

Seine Hände fühlen sich rau an.

Tom'un elleri kirliydi.

- Tom hatte schmutzige Hände.
- Tom hatte dreckige Hände.

Tom'un elleri kirlidir.

- Toms Hände sind schmutzig.
- Tom hat schmutzige Hände.

Tom'un elleri yağlı.

Toms Hände sind fettig.

Tom'un elleri titriyordu.

Tom zitterten die Hände.

Onların elleri soğuktu.

Ihre Hände waren kalt.

Tom elleri üstünde yürüyebiliyor.

- Tom kann im Handstand gehen.
- Tom kann auf den Händen gehen.

Tom'un güçlü elleri var.

- Tom hat kräftige Hände.
- Tom hat starke Hände.

Onun büyük elleri var.

Er hat große Hände.

Tom'un küçük elleri var.

Tom hat kleine Hände.

Tom'un büyük elleri var.

Tom hat große Hände.

Tom'un elleri arkasında bağlıydı.

Toms Hände waren hinter seinem Rücken gefesselt.

Onun elleri buz kadar soğuktu.

Ihre Hände waren so kalt wie Eis.

Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.

Meine Frau hat kleinere Hände als die Verkäuferin.

Daima eldiven kullandığı için, elleri tertemizdir.

Er hat absolut saubere Hände; er benutzt immer Handschuhe.

Tom'un elleri sıkıca yumruk haline getirildi.

Toms Hände waren fest zu Fäusten geballt.

Mary'nin elleri her zaman iyi manikürlüdür.

Marias Hände sind immer sehr gepflegt.

Titreyen elleri onun sakin davranışını yalanladı.

Seine zitternden Hände straften seine ruhige Haltung Lügen.

Tom'un benden daha büyük elleri var.

Tom hat größere Hände als ich.

Yüreğinin elleri olması lazım ve ellerinin yürekli olması gerek.

Dein Herz sollte Hände haben und deine Hände ein Herz.

Onun elleri küçük ama piyanoyu çalamayacak kadar çok küçük değil.

Ihre Hände sind klein, aber nicht so klein, dass sie nicht Klavier spielen könnte.

Onun yetenekli elleri ve parmakları, kolayca süzülüyor, dans ediyor piyononun tuşlarında.

Sie hat Begabung in den Händen und ihre Finger tanzen schwebend leicht über die Tasten des Klaviers.

O, sakin bir ifadeyi sürdürmeye çalıştı, ama onun titreyen elleri ona ihanet etti.

Er bemühte sich, ruhig zu wirken, aber seine zitternden Hände verrieten ihn.