Translation of "Kırsalda" in German

0.007 sec.

Examples of using "Kırsalda" in a sentence and their german translations:

Kırsalda büyüdüm.

- Ich wuchs auf dem Lande auf.
- Ich bin auf dem Land aufgewachsen.

Sığırlar kırsalda otlanıyorlar.

Vieh weidete auf dem Feld.

O kırsalda yaşıyor.

Sie lebt auf dem Land.

Ben kırsalda yetiştirildim.

Ich wuchs auf dem Lande auf.

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

- Meine Eltern leben auf dem Land.
- Meine Eltern wohnen auf dem platten Land.
- Meine Eltern wohnen auf dem Lande.

Kırsalda yaşamayı sevmiyorum.

Ich lebe nicht gern auf dem Land.

Yakında kırsalda yaşamaya alışırsın.

Du wirst dich an das Landleben schnell gewöhnen.

Kırsalda birçok ağaç vardır.

Auf dem Land gibt es viele Bäume.

- Kırsalda büyüdüm.
- Taşrada büyüdüm.

- Ich wuchs auf dem Lande auf.
- Ich wuchs auf dem Land auf.
- Ich bin auf dem Land aufgewachsen.

Ben kırsalda yaşamak istiyorum.

Ich möchte auf dem Land leben.

İki hafta kırsalda olacağım.

Ich werde zwei Wochen auf dem Lande sein.

Tom kırsalda yaşamak istiyor.

Tom will auf dem Lande leben.

O, kırsalda ikamet ediyor.

Er lebt auf dem Land.

Ben kırsalda araba sürmeye gittim.

Ich fuhr aufs Land.

Kırsalda tamamen yalnız başına yaşar.

Er lebt allein auf dem Land.

Kırsalda yalnız yaşamayı tercih ederim.

Ich würde lieber allein auf dem Land leben.

Ben kırsalda doğdum ve büyüdüm.

Ich bin auf dem Land geboren und aufgewachsen.

Biz uzun yıllar kırsalda yaşadık.

Wir lebten viele Jahre auf dem Land.

Şehirde yaşamak kırsalda yaşamaktan oldukça farklıdır.

Das Leben in der Stadt unterscheidet sich stark von dem auf dem Land.

O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.

- Sie lebte ein ruhiges Leben auf dem Land.
- Sie führte ein ruhiges Landleben.

Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.

Meine Tante wohnt in einem einsamen Haus auf dem Lande.

Bana kırsalda yaşamak istemenin nedenini söyle.

- Sag mir den Grund, warum du auf dem Land leben möchtest.
- Sag mir den Grund, warum du auf dem Land leben willst.

Tom kırsalda biraz daha zaman geçirmek istedi.

Tom wollte einige Zeit auf dem Lande verbringen.

- Savaş sırasında köyde yaşadılar.
- Savaş sırasında kırsalda yaşadılar.

Während des Krieges lebten sie auf dem Land.

- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

Mein Vater wohnt auf dem Lande.

Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.

Nach einer Woche auf dem Land fühle ich mich wie neugeboren.

- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

Mein Vater wohnt auf dem Lande.