Translation of "Koşarak" in German

0.009 sec.

Examples of using "Koşarak" in a sentence and their german translations:

Çocuk koşarak geldi.

- Der Junge kam angerannt.
- Der Junge kam angelaufen.

O, koşarak geldi.

Er kam angelaufen.

Oğlan koşarak geldi.

Der Junge kam angelaufen.

Caddeyi koşarak geçmeyin.

Renn nicht über die Straße.

O koşarak geldi.

Sie kam angelaufen.

Tom koşarak geldi.

Tom kam angerannt.

Merdivenlerden koşarak indi.

Er rannte die Treppe hinunter.

Onlar koşarak Tom'u geçti.

Sie rannten an Tom vorbei.

Tom merdivenleri koşarak indi.

Tom kam die Treppe heruntergerannt.

Sincaplar koşarak ağaca tırmandı.

Die Eichhörnchen schossen auf den Baum.

Çocuk koşarak eve gitti.

Das Kind rannte nach Hause.

Bir aslandan koşarak kurtulmaya çalışmamalıyım

und auch nicht versuchen, schneller als ein Löwe zu rennen.

Pochi koşarak bize doğru geldi.

Pochi rannte uns entgegen.

Tom köye koşarak geri geldi.

Tom rannte zurück zum Dorf.

Tom koşarak ormana geri geldi.

Tom lief zurück in den Wald.

Bir sıçan yolu koşarak geçti.

Eine Ratte lief über die Straße.

Her sabah koşarak formda kalıyorum.

Ich halte mich fit, indem ich jeden Morgen jogge.

Virüs gelince nasılda koşarak kaçtılar öyle

Wie sind sie gelaufen und gelaufen, als der Virus kam?

Mayuko bizi karşılamak için koşarak geldi.

Mayuko kam uns zur Begrüßung entgegengelaufen.

Tom Judy'den bir mektupla koşarak geldi.

Tom kam mit einem Brief von Judy angerannt.

Bizi karşılamak için koşarak gara geldi.

Er rannte zum Bahnhof, um uns zu begrüßen.

Bir çocuk koşarak bana doğru geldi.

- Ein Junge rannte auf mich zu.
- Ein Junge kam auf mich zu gelaufen.

Tom caddenin karşısından koşarak geri geldi.

Tom rannte zurück über die Straße.

İstasyona giden bütün yolu koşarak 8 trenini yakalayabildim.

Indem ich den ganzen Weg zum Bahnhof rannte, gelang es mir gerade noch, den Acht-Uhr-Zug zu erwischen.

Karanlıktan korktuğu için annesinin yanına koşarak gitti ve ona sarıldı.

Weil sie sich im Dunklen fürchtete, kam sie zu ihrer Mutter gelaufen und klammerte sich an ihr fest.

Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.

Diese Jungvögel wachsen so schnell, dass sie bereits vor dem Krokodil davonlaufen können.