Translation of "Mümkündür" in German

0.011 sec.

Examples of using "Mümkündür" in a sentence and their german translations:

Mümkündür.

Es ist möglich.

Kesinlikle mümkündür.

Das ist gewiss möglich.

Bu oldukça mümkündür.

- Das ist durchaus möglich.
- Das ist gut möglich.
- Das kann schon sein.

O, oldukça mümkündür.

Das ist durchaus möglich.

Her şey mümkündür.

Alles ist möglich.

Onun yalan söylüyor olması mümkündür.

Es ist möglich, dass er lügt.

Tom'un bir ehliyetinin olmaması mümkündür.

- Es ist möglich, dass Tom keinen Führerschein hat.
- Es besteht die Möglichkeit, dass Tom keinen Führerschein hat.

Tom'un parti hakkında bilmemesi mümkündür.

Möglicherweise hat Tom von der Sitzung nichts gewusst.

Tom'un sana yalan söylemiş olması mümkündür.

Möglicherweise hat Tom dich angelogen.

Hainan'da daha fazla zaman harcaması mümkündür.

Möglicherweise wird er längere Zeit auf Hainan verbringen.

Birkaç gün içinde bu kitabı okuman mümkündür.

Man kann dieses Buch in ein paar Tagen lesen.

Avrupa'da bir iş bulmak, zor, ama mümkündür.

In Europa ist es zwar schwer, aber möglich, Arbeit zu finden.

Fiyatlar düştüğünde hâlâ kâr elde etmek mümkündür.

Es ist möglich, bei fallenden Kursen Gewinne zu erwirtschaften.

- Başka bir dünya mümkündür.
- Başka bir dünya mümkün.

Eine andere Welt ist möglich.

Bizim gelecekte ton balığı yememizin mümkün olmaması mümkündür.

Möglicherweise werden wir in der Zukunft keinen Thunfisch mehr essen können.

Bizim gelecekte ton balığı yememizin mümkün olmayacağı mümkündür.

Möglicherweise werden wir in der Zukunft keinen Thunfisch mehr essen können.

Her savaşı kazanmak mümkündür, ancak yine de savaşı kaybedersiniz.

Man kann in jeder Schlacht siegen und doch der Verlierer des Krieges sein.

Böylece onları hap, soluk cihazı ve merhem kullanarak uygulamak mümkündür.

Also kann man sie über Pillen, Inhalatoren oder Salben verabreichen.

Tom'un Mary'yi çamaşırlarını onun için yıkaması konusunda ikna edebilmesi mümkündür.

Vielleicht konnte Tom Maria dazu bewegen, ihm die Wäsche zu waschen.

Neredeyse dünyanın her yerinde anadili İngilizce olan biriyle İngilizce çalışmak mümkündür.

Es ist praktisch überall auf der Welt möglich, mit einem Muttersprachler Englisch zu lernen.

Çok küçük miktarda kütle çok miktarda enerjiye dönüştürülebilir ve bunun tersi de mümkündür.

Sehr wenig Masse kann in sehr viel Energie umgewandelt werden – und umgekehrt.

Hiçbir hata yapmamak ve hâlâ kaybetmek mümkündür. Bu bir zayıflık değil; Bu hayattır.

Es ist möglich, dass man keine Fehler macht und trotzdem verliert. Das ist keine Schwäche, sondern so ist das Leben!

- İsteğin olduğu yerde, bir yol vardır.
- İstenirse her şey mümkündür.
- İstenirse mutlaka bir yol bulunur.

Wo ein Wille ist, ist auch ein Weg.

- Burada evli çiftlerin sıklıkla plaj boyu turladığını görmek mümkündür.
- Evli çiftler sıklıkla bu plajda yürüyüş yaparlar.

Ehepaare spazieren oft an diesem Strand entlang.