Translation of "Olasılıkla" in German

0.006 sec.

Examples of using "Olasılıkla" in a sentence and their german translations:

O, büyük olasılıkla başaracak.

Er wird am ehesten Erfolg haben.

Tom büyük olasılıkla haklıydı.

Tom hatte wahrscheinlich recht.

O, büyük olasılıkla gelecektir.

Er wird höchstwahrscheinlich kommen.

Sanırım büyük olasılıkla gitmeliyim.

Ich gehe wohl besser.

Tom büyük olasılıkla kayboldu.

Tom hat sich wahrscheinlich verirrt.

Büyük olasılıkla hangi takım kazanacak?

Welches Team wird am wahrscheinlichsten gewinnen?

Büyük olasılıkla haklı olduğunu düşünüyorum.

Ich glaube, du hast wahrscheinlich recht.

Yarın büyük olasılıkla yağmur yağacak.

Morgen wird es mit großer Wahrscheinlichkeit regnen.

Tom büyük olasılıkla onu yapabilecek.

Tom kann das bestimmt.

Büyük olasılıkla, bir hafta uzak kalacaklar.

Aller Wahrscheinlichkeit nach werden sie für eine Woche weg sein.

Tom büyük bir olasılıkla geç kalacak.

Tom ist sehr wahrscheinlich spät dran.

Onlar büyük olasılıkla önümüzdeki hafta gelecekler.

Sie werden sehr wahrscheinlich nächste Woche ankommen.

Tom büyük olasılıkla zaten seni unutmuş.

Tom hat dich wahrscheinlich schon vergessen.

Onların büyük olasılıkla önümüzdeki hafta geleceklerini düşünüyorum.

- Sie werden vielleicht nächste Woche ankommen.
- Ich denke, dass sie sehr wahrscheinlich in der nächsten Woche ankommen werden.

Büyük olasılıkla birisi bizim için bekliyor olacak.

Es ist sehr wahrscheinlich, dass jemand auf uns warten wird.

Bence tüm çabalara, koruma çabalarına rağmen yüksek olasılıkla

Ich halte es für sehr gut möglich, dass diese Art ausstirbt...

Büyük olasılıkla basit bir kazaydı, ancak bazıları kendini

Es war höchstwahrscheinlich ein einfacher Unfall, obwohl einige glauben, er habe sich

Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

Du kannst vermutlich erahnen, was indessen passiert.

Sanırım Tom büyük olasılıkla seninle aynı fikirde olmayacaktı.

- Ich glaube, Tom würde wahrscheinlich anderer Meinung sein als du.
- Ich glaube, Tom würde wahrscheinlich anderer Meinung sein als Sie.
- Ich glaube, Tom würde wahrscheinlich anderer Meinung sein als ihr.

Bu ayın meselesinin yayımlaması olasılıkla gelecek haftaya ertelenecek.

Die Veröffentlichung der Ausgabe dieses Monats wird sich wahrscheinlich um eine Woche verzögern.

Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla

Wie genau das Feuer begann, wurde nie bestimmt. Es war jedoch höchstwahrscheinlich ein Funke durch beschädigte

Davout'un 26.000 adamı ikiye birden fazla olasılıkla karşı karşıya kaldı.

Davouts 26.000 Männer mit einer Wahrscheinlichkeit von mehr als zwei zu eins.

Tom daha sık gülümsese, büyük olasılıkla daha çok arkadaşı olur.

Wenn Tom häufiger lächelte, hätte er vermutlich mehr Freunde.

- Yarın yağmur yağması çok olasıdır.
- Büyük olasılıkla yarın yağmur yağacak.

- Es ist sehr wahrscheinlich, dass es morgen regnen wird.
- Es ist sehr wahrscheinlich, dass es morgen regnet.

Eğer bir şey gerçek olacak kadar çok iyi görünüyorsa, büyük olasılıkla gerçektir.

Wenn sich etwas zu gut anhört, um wahr zu sein, dann ist es das wahrscheinlich auch.

Tom olaylar hakkında biraz daha olumlu olmayı öğrense, büyük olasılıkla insanlar ondan biraz daha hoşlanır.

Wenn Tom nur lernen würde, allem gegenüber etwas positiver eingestellt zu sein, fänden ihn sicher alle etwas sympathischer.