Translation of "Romanı" in German

0.015 sec.

Examples of using "Romanı" in a sentence and their german translations:

Romanı iyi sattı.

Ihr Roman hat sich gut verkauft.

- O romanı zaten okudum.
- O romanı daha önce okudum.

Ich habe diesen Roman schon gelesen.

Onun romanı iyi sattı.

Sein Roman verkaufte sich gut.

Romanı okumayı bitirdin mi?

- Hast du aufgehört, den Roman zu lesen?
- Haben Sie den Roman fertig gelesen?

Romanı yazıp yazmadığı bilinmiyor.

- Ob er den Roman geschrieben hat oder nicht, weiß man nicht.
- Ob er den Roman geschrieben hat oder nicht, ist nicht bekannt.

Romanı okumayı neredeyse bitirdim.

Ich habe den Roman fast aus.

Onun romanı Japoncaya çevrildi.

Sein Roman wurde ins Japanische übersetzt.

Tom'un romanı Fransızcaya çevrildi.

Toms Roman ist ins Französische übersetzt worden.

Bu romanı okumaktan hoşlandım.

Ich habe diesen Roman mit Vergnügen gelesen.

Bu romanı ağlamadan okuyamazsın.

- Du kannst diesen Roman nicht lesen, ohne zu weinen.
- Man kann diesen Roman nicht lesen, ohne Tränen zu vergießen.

Bu romanı anlamak zordur.

- Dieser Roman erschließt sich einem nur schwer.
- Es ist schwierig, diesen Roman zu verstehen.

Sanırım onun romanı sıkıcı.

Ich finde seinen Roman langweilig.

Tom çizgi romanı seviyor.

Tom mag Comics.

Romanı yazmak üç yılını aldı.

Er brauchte drei Jahre dafür, den Roman zu schreiben.

Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.

Ich werde diesen Roman bald ausgelesen haben.

Yeni romanı ne zaman çıkacak.

Wann kommt sein neuer Roman raus?

Onun yeni romanı hayli övüldü.

Ihr neuer Roman wurde hoch gelobt.

Onun yeni romanı çoksatar oldu.

- Sein neuer Roman ist ein Bestseller geworden.
- Ihr neuer Roman ist ein Verkaufsschlager geworden.

Yeni romanı ne zaman çıkacak?

Wann kommt sein neuer Roman raus?

O romanı okumayı bitirdin mi?

Hast du diesen Roman ausgelesen?

Onun yeni romanı okumaya değer.

Sein neuer Roman ist lesenswert.

- Ne kadar zamanda bu romanı yazdı?
- Bu romanı yazması ne kadar sürdü?

Wie lange hat er gebraucht, um diesen Roman zu schreiben?

Yeni romanı gelecek ay piyasaya çıkacak.

Sein neuer Roman erscheint im nächsten Monat.

Onun yeni romanı ne zaman yayınlanacak?

Wann erscheint sein neuer Roman?

Onun yeni romanı hakkında ne düşünüyorsun?

- Was hältst du von seinem neuen Roman?
- Was haltet ihr von seinem neuen Roman?
- Was halten Sie von seinem neuen Roman?

Yarın geldiğinde bu romanı bitirmiş olacağım.

Bis du morgen kommst, habe ich den Roman zu Ende gelesen.

Onların yeni romanı gelecek ay yayımlanacak.

- Ihr neuer Roman wird im nächsten Monat erscheinen.
- Ihr neuer Roman erscheint im nächsten Monat.

O Japonca bir romanı Fransızcaya çevirmiştir.

- Er übersetzte einen japanischen Roman ins Französische.
- Er hat einen japanischen Roman ins Französische übersetzt.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Ihr neuer Roman kommt nächsten Monat heraus.

Tom Fransızca bir romanı İngilizceye çevirdi.

Tom übersetzte einen französischen Roman ins Englische.

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

Er schrieb diesen Roman mit Zwanzig.

O dün en ilginç romanı okudu.

- Gestern las er einen überaus interessanten Roman.
- Gestern hat er einen überaus interessanten Roman gelesen.

Sanıyorum çok sayıda aşk romanı okudun.

Ich glaube, du hast zu viele Liebesromane gelesen.

Bu romanı kimin yazdığını biliyor musun?

Weißt du, wer diesen Roman geschrieben hat?

Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler.

Die Mädchen fingen an zu weinen, als sie den Roman gelesen hatten.

Bütün günümü o romanı okuyarak geçirdim.

Ich verbrachte den ganzen Tag damit, den Roman zu lesen.

Bu romanı daha önce okuduğumu hatırlıyorum.

Ich erinnere mich, ich habe diesen Roman schon gelesen.

O, bir Japonca romanı Fransızcaya tercüme etti.

Er übersetzte einen japanischen Roman ins Französische.

Bu roman onun sonuncu romanı kadar iyi değildir.

Dieser Roman ist nicht so gut wie sein letzter.

Her seferinde bu romanı büyük bir ilgiyle okuyorum.

Jedes Mal, wenn ich diesen Roman lese, finde ich ihn sehr interessant.

En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.

Mit einem Roman, der zum Verkaufsschlager wurde, verdiente er ein Vermögen.

Ben üç gün içinde bu romanı okuyarak tamamladım.

Ich hatte diesen Roman in drei Tagen durchgelesen.

Benim için bir aşk romanı tavsiye edebilir misin?

Kannst du mir einen Liebesroman empfehlen?

Ben romanı okumaktan mutluluk duyarım ama zamanım yok.

Ich würde den Roman mit Vergnügen lesen, aber ich habe nicht die Zeit dazu.

Onun romanı ile ilgili iyi bir düşünceye sahibim.

Ich habe eine gute Meinung von diesem Roman.

Bu çizgi romanı onun kız kardeşinden ödünç aldım.

- Ich habe mir dieses Comic von seiner Schwester ausgeborgt.
- Ich habe mir diesen Comic von seiner Schwester geliehen.
- Ich lieh mir diesen Comic von seiner Schwester aus.

Açık konuşmak gerekirse, onun yeni romanı çok ilginç değil.

Offen gesagt, ist sein neuer Roman nicht sehr interessant.

Onun yeni romanı en çok satan bir kitap oldu.

Sein neuer Roman hat sich als Kassenschlager entpuppt.

O bir sonraki romanı için büyük bir avans aldı.

- Sie erhielt eine große Vorauszahlung für ihr nächstes Werk.
- Sie bekam eine große Summe als Vorschuss auf ihren nächsten Roman.

- Bu romanı anlaması zordur.
- Bu, anlaşılması zor bir roman.

- Dieser Roman ist schwer verständlich.
- Dieser Roman ist schwer zu verstehen.

Tom Jackson'un yeni romanı çok iyi yazılmış ve onu okumaktan zevk alacağınızdan eminim.

Tom Jacksons neuer Roman ist sehr gut geschrieben, und Sie werden sicherlich Freude an der Lektüre haben.

Erich Maria Remarque tarafından yazılan "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" romanı elliden fazla dile tercüme edilmiştir.

Der Roman "Im Westen nichts Neues" von Erich Maria Remarque wurde in mehr als fünfzig Sprachen übersetzt.