Translation of "Tanıştı" in German

0.006 sec.

Examples of using "Tanıştı" in a sentence and their german translations:

O Mary'yle tanıştı.

Er traf Maria.

Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.

Er hat seine Frau über das Internet kennengelernt.

O, Mary ile tanıştı.

Sie traf Maria.

O onunla plajda tanıştı.

- Sie hat ihn am Strand getroffen.
- Sie traf ihn am Strand.

Tom, Almanya'da tatildeyken Mary'yle tanıştı.

Tom hat Maria während eines Urlaubes in Deutschland kennengelernt.

Mary Türkiye'de tatildeyken Tom'la tanıştı.

Maria hat Tom während eines Türkeiurlaubs kennengelernt.

Tom karısıyla Fransa'da okurken tanıştı.

Tom lernte seine Frau während seines Studiums in Frankreich kennen.

İl fuarında bir oğlanla tanıştı.

Sie lernte auf dem Jahrmarkt einen Jungen kennen.

Tom eşiyle Almanya'da okurken tanıştı.

Tom hat seine Frau während seines Studienaufenthaltes in Deutschland kennengelernt.

Ailen kız arkadaşınla tanıştı mı?

Haben deine Eltern schon deine Freundin kennengelernt?

O onunla bu sabah tanıştı.

Sie traf ihn heute Morgen.

O, kibar genç bir adamla tanıştı.

Er traf einen netten jungen Mann.

O, onunla 3 yıl önce tanıştı.

- Sie traf ihn vor drei Jahren.
- Sie hat ihn vor drei Jahren getroffen.

Tom ve Mary Yılbaşı partisinde tanıştı.

- Tom und Maria lernten sich auf einer Neujahrsfeier kennen.
- Tom und Maria haben sich bei einem Neujahrsfest kennengelernt.

Tom partide hoş bir kızla tanıştı.

Tom lernte auf der Feier ein hübsches Mädchen kennen.

Tom yaklaşık kendi yaşında bir kızla tanıştı.

Tom hat ein Mädchen etwa in seinem Alter kennengelernt.

O bugün okulda yeni bir arkadaşla tanıştı.

Sie hat heute in der Schule einen neuen Freund kennengelernt.

Tom Mary ile üç yıl önce tanıştı.

Tom wurde vor drei Jahren mit Maria bekannt.

Tom ve Mary üç yıl önce tanıştı.

Tom und Maria haben sich vor drei Jahren kennengelernt.

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

Er hatte ihn gesehen. Ich hatte ihn oft mitgenommen.

Tom ve Mary üç yıl önce Boston'da tanıştı.

Tom und Maria haben sich vor drei Jahren in Boston kennengelernt.

öğrencilerimle tanıştı ve daha sonra birlikte öğle yemeği yedik.

und hat die Schüler getroffen. Und danach aßen wir gemeinsam zu Mittag.

Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.

Ein sehr gut aussehender Prinz traf eine außergewöhnlich schöne Prinzessin.

Tom ilk kez Mary ile Boston'da bir kafede tanıştı.

Thomas hat Maria zum ersten Mal in einem Café in Boston getroffen.

Tom üç yıl önce ilk kez Mary ile tanıştı.

Tom begegnete Maria zum ersten Mal vor drei Jahren.

Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.

Christoph Columbus traf einst das Kind aus Satz Nr. 47456 und öffnete ihm die Augen.

- Biraz sonra, Tom, Mary adındaki genç bir kadınla tanıştı. Onlar aile kurmaya karar verdiler ve evlendiler.
- Birkaç zaman sonra; Tom, Mary adında genç bir kadınla tanıştı. Onlar evlendi ve bir aile kurmaya karar verdiler.

Bald darauf lernte Tom eine Frau namens Maria kennen. Die beiden heirateten und beschlossen, eine Familie zu gründen.