Translation of "Yakalamak" in German

0.032 sec.

Examples of using "Yakalamak" in a sentence and their german translations:

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Es war clever, den Kopf mit dem Stock zu fixieren.

Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.

Wir müssen den Löwen lebendig fangen.

Tom treni yakalamak için koştu.

Tom rannte, um den Zug noch zu erreichen.

Yem olmadan balık yakalamak zor.

Ohne Köder Fische fangen ist schwer.

Balina yakalamak için bir çaçabalığı atın.

- Wirf eine Sprotte, um einen Wal zu fangen.
- Einen Backstein werfen, um einen Jadestein zu erlangen.
- Mit Speck fängt man Mäuse.

Nick otobüsü yakalamak için acele etti.

Nick beeilte sich, um den Bus zu erwischen.

Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.

Wir haben massig Zeit, um unseren Zug zu erreichen.

O, treni yakalamak için acele etti.

Er beeilte sich, um den Zug noch zu erreichen.

Hayvanları yakalamak için, onlar bola kullanırdı.

Um Tiere zu fangen, benutzten sie die Bola.

İlk treni yakalamak için acele ettim.

Ich beeilte mich, um den ersten Zug zu kriegen.

İlk otobüsü yakalamak için erkenden ayrıldım.

Ich ging früh weg, um den ersten Bus zu bekommen.

Dün balık yakalamak için nehre gittim.

- Gestern ging ich zum Angeln an den Fluss.
- Gestern ging ich zum Fischen an den Fluss.

Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.

Wir haben Fallen ausgelegt, um Kakerlaken zu fangen.

Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?

Womit fangen wir eher etwas zu essen?

Peki onu yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız?

Wie sollen wir versuchen, sie zu fangen?

Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.

Man beginnt ein Segel zu bauen, um das Glück einzufangen.

O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

Sie rannte nicht schnell genug, um den Bus zu kriegen.

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.

Ich stand zeitig genug auf, um den ersten Zug zu erreichen.

Kabuslarınızı yakalamak için bir düş kapanı kullanabilirsiniz.

Man kann seine Alpträume mit einem Traumfänger einfangen.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

Bill stand zeitig auf, um den ersten Zug zu nehmen.

Tom yemek için birkaç balık yakalamak istedi.

Tom wollte zum Essen ein paar Fische fangen.

Onu yakalamak için elimden geldiğince hızlı koşuyorum.

Ich renne, so schnell ich kann, um ihn einzuholen.

O sekiz trenini yakalamak için acele ediyor.

Er beeilt sich, um den Achtuhrzug zu erreichen.

Yakalamak için en sevdiğin balık türü nedir?

Welchen Fisch fängst du am liebsten?

Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.

Ich rannte so schnell ich konnte, um den Zug zu erreichen.

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

Ich stand früh auf, um den ersten Zug zu nehmen.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

Wir wollen die Einzigartigkeit aller Sprachen festhalten. Und auch deren Entwicklung im Lauf der Zeit festhalten.

Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Okay, gute Arbeit. Gut gemacht. Es war schlau, ihren Kopf mit dem Stock zu fixieren.

Bu börtü böceği yakalamak için yardımınıza ihtiyacım var.

Ich brauche Hilfe bei der Suche nach gruseligen Kriechtieren.

Yem olmadan, herhangi bir balık yakalamak zor olacaktır.

Ohne Köder ist es schwer, einen Fisch zu fangen.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

Wir haben eine Falle gelegt, um einen Fuchs zu fangen.

Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.

Ich lief, so schnell ich konnte, um sie einzuholen.

Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

Ehrlich gesagt sind wir gekommen, um Sie gefangen zu nehmen.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Okay, mit so einer Falle fängt man kleine Tiere.

Bu zehirli sürüngeni yakalamak için en iyi seçeneğimiz nedir?

Wie fangen wir dieses giftige Reptil am besten?

Ben ilk treni yakalamak için normalden daha erken kalktım.

Ich stand früher als normal auf, um den ersten Zug zu nehmen.

O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

Ich habe den perfekten Plan, um dieses schlaue Tier zu fangen.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Mit so einer Falle fängt man kleine Tiere.

- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

Er lief nicht schnell genug, um den Zug zu bekommen.

Bu sefer sana izin vereceğim, ama yine senin çalmanı yakalamak istemiyorum.

Ich werde dich dieses Mal davonkommen lassen, aber ich will dich nie wieder beim Stehlen erwischen.

Tatlı su balıkları arasındakilerden bazıları korunmaktadır. Onları yakalamak veya satın almak yasadışıdır.

Unter den Flussfischen gibt es einige, die unter Artenschutz stehen. Es ist verboten, diese zu fangen oder zu erwerben.

Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp

Auf welche Art fangen wir sie wohl am besten? Du hast dich dafür entschieden, die Taschenlampe zu verwenden

Tom uçağını yakalamak için bol zamanı olduğunu düşünüyordu ama o yalnızca ucu ucuna yetişti.

Tom dachte, er hätte jede Menge Zeit, seinen Flug zu erreichen, aber es klappte gerade noch mit Müh und Not.

İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.

Der Mensch ist das einzige Geschöpf, das konsumiert, ohne zu produzieren. Er gibt keine Milch, er legt keine Eier, er ist zu schwach, den Pflug zu ziehen, er läuft nicht schnell genug, um Kaninchen zu fangen.