Translation of "Yanıp" in German

0.004 sec.

Examples of using "Yanıp" in a sentence and their german translations:

O kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.

Die Eifersucht brannte in ihr.

Otel yanıp kül oldu.

Das Hotel brannte ab.

On ev yanıp kül oldu.

- Zehn Häuser sind abgebrannt.
- Zehn Häuser brannten ab.

Tom'un evi yanıp kül oldu.

Toms Haus brannte ab.

- Bütün köy yangın tarafından yanıp kül oldu.
- Bütün köy yanıp kül oldu

Das ganze Dorf wurde von dem Feuer verschlungen.

Ben bir sigara için yanıp tutuşuyordum.

Ich sehnte mich nach einer Zigarette.

O küçük yanıp sönen ışık nedir?

Was ist das für ein kleines blinkendes Licht?

O kırmızı ışık neden yanıp sönüyor?

Warum blinkt die rote Lampe da?

Yanıp sönen efektler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir.

Stroboskoplichteffekte können epileptische Anfälle triggern.

Yeşil adam yanıp sönerken yolu geçmeyin.

Geh nicht über die Straße, wenn das grüne Ampelmännchen am Blinken ist.

Tom'un evi 2013'te yanıp kül oldu.

Toms Haus ist 2013 abgebrannt.

O büyük yangında düzinelerce ev yanıp kül oldu.

Dutzende Häuser sind in dem großen Feuer abgebrannt.

Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.

Das Objekt flog nach Süden weg und gab dabei Lichtblitze ab.

Alarm durdu ve kırmızı bir ışık yanıp sönmeye başladı.

Der Alarm ging los, und ein rotes Licht blinkte auf.

İçimde aşk için yanıp tutuşan doyumsuz bir özlem var.

In mir lodert ein unstillbares Sehnen nach Liebe.

Kırmızı ve mavi ışıklar dikiz aynasında yanıp sönmeye başladı.

Im Rückspiegel blinkte plötzlich Blaulicht.

Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.

Während andere Arten blinken, können diese kontinuierlich leuchten, bis zu einer Minute.