1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-Hungarian
  4. Çift

Translation of "Çift" in Hungarian

0.012 sec.

Examples of using "Çift" in a sentence and their hungarian translations:

Bir çift daha!

Még egy párat!

Çift ​​aynı yaştaydılar.

A házastársak egyidősek voltak.

CQ: Çift partili arkadaşlığımızı

CQ: Úgy döntöttünk, hogy kerüljük a politikai vitát,

Bir çift kayak kiraladım.

Béreltem egy sílécet.

Bir çift ayakkabı aldım.

- Vásároltam egy pár cipőt.
- Vettem egy pár cipőt.

Ne hoş bir çift.

Milyen szép pár!

Bir çift eldiven istiyorum.

Akarok egy pár kesztyűt.

Bir çift küpe aldım.

Vettem egy fülbevalót.

Kaç çift ayakkabın var?

Mennyi cipőd van?

Üç çift çorap istiyorum.

Három pár zoknit akarok.

Kaç çift çorabın var?

- Mennyi zoknid van?
- Hány pár zoknid van?

Sen çift dilli misin?

Kétnyelvű vagy?

Tom'un çift kişiliği var.

Tamásnak tudathasadása van.

On iki, çift bir sayıdır.

A tízenkettő az egy páros szám.

O, iki çift çorap aldı.

Két pár zoknit vett.

Onlar güzel bir çift olurlar.

Szép párt alkotnak.

O çift birbirleri için yaratılmış.

Az a pár egymásnak volt teremtve.

Ben bir çift eldiven aldım.

Vettem egy kesztyűt.

Kışın çift battaniye ile uyurum.

Télen dupla takaróval alszom.

Onlar mükemmel bir çift oldu.

Tökéletes párt alkottak.

Kaç çift çorap satın aldın?

Hány zoknit vettél?

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Ez a lajhár kettős amputációból gyógyult fel,

Başka ardışık çift sayı seti verirsiniz.

Más egymást követő páros számokra kéne rákérdeznünk.

Görünüşe bakılırsa, onlar mutlu bir çift.

Minden arra vall, hogy ők egy boldog pár.

Çift kişilik bir oda rica ediyorum.

Szeretnék egy kétágyas szobát.

Yeni evli çift el ele yürüdü.

Az ifjú házasok kéz a kézben jártak.

O bir çift ayakkabı satın aldı.

Egy pár cipőt vásárolt.

Henüz yeni bir çift ayakkabı aldım.

Éppen most vettem egy pár új cipőt.

Tom ve ben bir çift değiliz.

Tom és én nem vagyunk egy pár.

Biz bir çift yeni sandalye aldık.

- Vettünk egy pár új széket.
- Megvásároltunk pár új széket.

Bu yıl iki çift ayakkabı eskittim.

Idén két pár cipőt koptattam el.

Tom yeni bir çift ayakkabı giyiyor.

Tomi új cipőt visel.

Tom ve Mary harika bir çift.

Tom és Méri egy nagyszerű páros.

Mary bir çift ucuz küpe aldı.

Mary vett egy pár olcsó fülbevalót.

Bu çay fincanları bir çift yapar.

Ezek a teáscsészék egy párt képeznek.

Bu kelimenin bir çift anlamı var.

Ennek a szónak kettős értelme van.

Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen.

Kétágyas szobát szeretnék kapni.

İnek, çift başlı bir buzağı doğurdu.

A tehén kétfejű borjat ellett.

Tom, Mary'ye bir çift küpe aldı.

Tomi vett Marinak egy fülbevalót.

Muhteşem bir çift kuğu gölde yüzdü.

Egy gyönyörű hattyúpár úszott a tavon.

Çoğu insan ardışık çift sayılar olduğunu düşünür?

A legtöbben úgy gondolják, hogy "egymást követő páros számok".

Yeni bir çift ayakkabı satın almak istiyorum.

- Akarok venni egy pár új cipőt.
- Cipőt akarok venni.

Tom Mary'ye bir çift elmas küpe verdi.

Tom adott Marynek egy pár gyémánt fülbevalót.

Komşu masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.

A szomszéd asztalnál egy németül beszélő házaspár ült.

Bu çift ayakkabı iki yüz dolar fiyatındadır.

Ez a pár cipő kétszáz dollárba kerül.

Ne Esperanto ne Interlingua çift negatif kullanmaz.

Sem az eszperantó, sem az interlingua nem alkalmaz kettős tagadást.

Tom bir çift deri motosiklet eldiveni aldı.

Tom vett egy pár bőr motoroskesztyűt.

Tom ve Mary mükemmel bir çift olurdu.

Tom és Mari tökéletes párt alkotnának.

Çift dilli bir ülke olmak gerekiyor. Bundan kaçış yok. Çift dilli bir ülke olmak gerekiyor. Evet.

Kétnyelvű országgá kell válni. Nem lehet megkerülni. Kétnyelvű országgá kell válni. Igaz vagy igaz?

Bence Tom ve Mary hoş bir çift oldular.

Szerintem, Tomi és Mari szép pár lennének.

Tom bir çift siyah deri ayakkabı satın aldı.

Tom vett egy pár fekete bőrcipőt.

Tom Mary'nin kaç çift ayakkabısı olduğunu merak etti.

Tom azon tűnődött, hány pár cipője van Marynek.

Benim yeni bir çift spor ayakkabıya ihtiyacım var.

Új tornacipőre van szükségem.

Ünlü şöhretli çift Tom ve Mary boşanmak istiyorlar.

Tomi és Mari, az ismert celebpár, válni akar.

Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.

Egyre több pár megy külföldi nászútra.

- Temiz bir çorap bulamıyorum.
- Bir çift temiz çorap bulamıyorum.

Nem találok tiszta zoknit.

İki kişi aynı siyasi davayı paylaşınca çift olmak daha kolay.

Könnyebb egy párnak lenni, ha ugyanaz a politikai cél.

Mary ve Alice yasal olarak evli aynı cinsten bir çift.

Mária és Aliz azonos neműként törvényesen házasodott össze.

- Tom çift odaklı gözlük takar.
- Tom bifokal camlı gözlük takar.

Tom bifokális lencséjű szemüveget hord.

- Yeni eldiven çifti satın aldım.
- Yeni bir çift eldiven aldım.

Új kesztyűt vettem.

- 2'den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamı biçiminde ifade edilebilir.
- 2'den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamıdır.

Minden kettőnél nagyobb páros szám két prímszám összege.

Ve buna sahip olan bir kadının da muhtemelen çift cinsiyetli olduğunu.

és hogy a nők, akiknek csiklójuk van, valószínűleg hermafroditák.

- Birkaç dövmem var.
- İki tane dövmem var.
- Bir çift dövmem var.

Van pár tetkóm.

- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- Müsait olan tek oda bir çift kişilik.

Az egyetlen szabad szoba kétágyas.

Ben bir çift olarak yaşamak istemiyorum. Bu bir köpeğe sahip olmak gibidir.

Nem akarok párban élni. Az olyan, mintha egy kutyám lenne.

Tom her zaman John ve Mary'nin çok hoş bir çift olduklarını düşündü.

Tom mindig azt gondolta, hogy John és Mary szép pár lennének.

- Kendime yeni bir ayakkabı satın alıyorum.
- Kendime yeni bir çift ayakkabı alıyorum.

Új cipőt veszek magamnak.