Translation of "Akıcı" in Italian

0.012 sec.

Examples of using "Akıcı" in a sentence and their italian translations:

O akıcı konuşur.

Parla fluentemente.

Onun Fransızcası akıcı değil.

- Ha detto che non poteva essere fluente in francese.
- Lui ha detto che non poteva essere fluente in francese.

Fransızcada akıcı olmak istiyorum.

- Voglio essere fluente in francese.
- Io voglio essere fluente in francese.

Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.

- Tu parli l'inglese fluentemente.
- Voi parlate l'inglese fluentemente.
- Lei parla l'inglese fluentemente.

Tom akıcı Fransızca konuşur.

Tom parla un francese fluente.

Tıp dilinde akıcı konuşmaya başladım,

Imparai il "medicalese",

Ancak gerçek çok daha akıcı

Ma la realtà è molto più fluida,

Tom Japoncayı akıcı olarak konuşur.

Tom parla il giapponese correntemente.

Tom akıcı şekilde Fransızca konuşur.

Tom parla fluentemente il francese.

Akıcı bir şekilde Portekizce konuşurum.

- Parlo fluentemente il portoghese.
- Io parlo fluentemente il portoghese.

O, akıcı bir İngilizce konuşur.

- Parla un inglese fluente.
- Lui parla un inglese fluente.
- Parla fluentemente l'inglese.
- Lui parla fluentemente l'inglese.

Tom akıcı bir Fransızca konuşmacısı.

Tom parla fluentemente il francese.

Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşur.

Parla fluentemente il francese.

Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.

Parla francese, e correntemente.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.

- Vorrei parlare l'inglese fluentemente.
- Io vorrei parlare l'inglese fluentemente.
- Mi piacerebbe parlare l'inglese fluentemente.
- A me piacerebbe parlare l'inglese fluentemente.

Ben akıcı şekilde Fransızca konuşmam.

Non parlo fluentemente il francese.

Tom çok akıcı Fransızca konuşur.

Tom parla il francese molto fluentemente.

İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?

- Parli fluentemente l'inglese?
- Tu parli fluentemente l'inglese?
- Parla fluentemente l'inglese?
- Lei parla fluentemente l'inglese?
- Parlate fluentemente l'inglese?
- Voi parlate fluentemente l'inglese?

Tom akıcı bir fransızca konuşuru.

Tom è un oratore fluente del francese.

Naomi kadar akıcı İngilizce konuşamıyorum.

- Non parlo l'inglese fluidamente come Naomi.
- Io non parlo l'inglese fluidamente come Naomi.

Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilirim.

- So parlare fluentemente il francese.
- Io so parlare fluentemente il francese.

Akıcı bir şekilde İtalyanca konuşabilirim.

- So parlare fluentemente l'italiano.
- Io so parlare fluentemente l'italiano.

O, Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.

- Sa parlare fluentemente il francese.
- Lei sa parlare fluentemente il francese.

Tom Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.

Tom parla francese con proprietà.

Bu kitabı hiç akıcı bulmadım.

Ho trovato questo libro difficile da leggere.

Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?

Qualcuno parla correntemente il latino?

Keşke senin kadar akıcı İngilizce konuşabilsem.

Se solo potessi parlare inglese bene come te!

David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.

David sa parlare il francese fluentemente.

O akıcı bir biçimde Çince konuşur.

- Parla fluentemente il cinese.
- Lui parla fluentemente il cinese.

Tom kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmam.

- Non parlo il francese fluentemente come Tom.
- Io non parlo il francese fluentemente come Tom.

Tom oldukça akıcı biçimde Fransızca konuştu.

Tom parlava il francese piuttosto fluentemente.

Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?

Tom parla il francese fluentemente?

Tom akıcı bir şekilde Japonca konuşur.

Tom parla fluentemente il giapponese.

Akıcı bir şekilde Interlingua dilini konuşabilir.

- Parla fluentemente l'interlingua.
- Lei parla fluentemente l'interlingua.

Onlar akıcı bir şekilde Almanca konuşurlar.

- Parlano fluentemente il tedesco.
- Loro parlano fluentemente il tedesco.

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

Parla fluentemente l'inglese.

Fadıl akıcı bir şekilde Arapça konuşmuyor.

Fadil non parla fluentemente l'arabo.

- Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.
- Tom Mary kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.

Tom non parla francese fluentemente come Mary.

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

che significa che imparai a parlare Khmer fluentemente.

Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.

Se parla bene inglese, lo assumerò.

Tom senin kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.

- Tom non parla il francese fluentemente come te.
- Tom non parla il francese fluentemente come voi.
- Tom non parla il francese fluentemente come lei.

Tom Fransızcayı akıcı olarak konuşan biri değildir.

Tom non parla il francese fluentemente.

- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.

Oltre all'inglese, il signor Nakajima riesce a parlare fluentemente il tedesco.

Ve akıcı bir şekilde anlıyor ve derinlemesine düşünebiliyorum.

e che posso comprendere facilmente e usare per pensare,

Akıcı Fransızca konuşabildiğini söyleyen bir sınıf arkadaşım var.

- Ho un compagno di classe che dice di sapere parlare il francese fluentemente.
- Io ho un compagno di classe che dice di sapere parlare il francese fluentemente.

İki yıl sonra, o çoktan akıcı Almanca konuşuyordu.

Dopo due anni parlava già correntemente il tedesco.

Tom Mary'nin çok akıcı şekilde Fransızca konuştuğunu bilmiyordu.

- Tom non sapeva che Mary parlasse francese con tanta proprietà.
- Tom non sapeva che Mary parlasse il francese così bene.

Hangi yabancı dili en akıcı bir şekilde konuşuyorsun?

In quale lingua straniera sai parlare meglio?

Fadıl, Leyla kadar akıcı bir şekilde Arapça konuşmaz.

Fadil non parla in arabo fluentemente come Layla.

- Tom Fransızcada akıcıdır.
- Tom Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyor.

Tom è fluente in francese.

Kızın akıcı biçimde dört dil konuşma yeteneği beni etkiledi.

La capacità della ragazza di parlare fluentemente quattro lingue mi ha impressionato.

Eğer binlerce filmi İngilizce izlersem, ben onda akıcı olacak mıyım?

Se guardo un migliaio di film in inglese, potrò diventare fluente in esso?

Öğretmen üç ay içinde hepimizi akıcı Fransızca konuşturacağını iddia etti.

- L'insegnante ha affermato che ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.
- L'insegnante ha affermato che lui ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.
- L'insegnante affermò che ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.
- L'insegnante affermò che lui ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.

Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.

L'ho sentita parlare bene l'inglese al pari di un cittadino degli Stati Uniti.

Fransızcada akıcı olmak için Fransızca konuşan bir ülkede yaşamak gerekli midir?

È necessario vivere in un paese francofono per diventare fluenti in francese?

O, tek kelime İtalyanca konuşmaz ama çocukları akıcı bir şekilde konuşurlar.

Lei non parla una parola d'italiano, però i suoi figli lo parlano fluentemente.