Translation of "Oyunları" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Oyunları" in a sentence and their italian translations:

Oyunları severim.

- Amo i giochi.
- Io amo i giochi.

Oyunları seviyoruz.

- Ci piacciono i giochi.
- A noi piacciono i giochi.

Tom oyunları seviyor.

A Tom piacciono i giochi.

Beyzbol oyunları izlemeyi severim.

Mi piace guardare le partite di baseball.

Artık video oyunları oynamıyorum.

Non gioco più al computer.

Modern çok oyunculu video oyunları.

i moderni videogame multigiocatori.

Bizim takım bütün oyunları kaybetti

- La nostra squadra ha perso tutte le partite.
- La nostra squadra perse tutte le partite.

Tom zeka oyunları oynamayı seviyor.

A Tom piace giocare ai giochi mentali.

Tom, video oyunları oynamayı seviyor.

A Tom piace giocare ai videogiochi.

Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.

Alla maggior parte dei ragazzi piacciono i giochi per computer.

Sık sık oyunları izlemeye gider misin?

- Ti capita spesso di andare a vedere delle recite?
- Vi capita spesso di andare a vedere delle recite?
- Le capita spesso di andare a vedere delle recite?

Neredeyse hiçbir kız video oyunları oynamaz.

Quasi nessuna ragazza gioca ai videogiochi.

Yeryüzünde 2,3 milyar insan video oyunları oynuyor.

2,3 miliardi di persone nel mondo giocano ai videogiochi.

Olimpiyat oyunları her dört yılda bir yapılır.

Le Olimpiadi si svolgono ogni quattro anni.

O ve komşu mahkumlarının kağıttan masa oyunları yaptıklarını

lui e i suoi vicini di cella creano giochi da tavolo con la carta

Video oyunları ve toplumlar gerçekten de oldukça bağlantılı.

i videogiochi sono davvero legati all'idea di comunità.

Yaşamak için filmler, video oyunları ve teknolojiyi değerlendiriyorum.

Di mestiere recensisco film, videogiochi, e tecnologia.

Okulu asmayı ve video oyunları oynamayı tercih ederim.

Preferirei saltare la scuola e giocare ai videogiochi.

Yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım

sviluppando videogiochi per centinaia di milioni di utenti

Okuldan sonra, ben ders çalışırım, daha sonra video oyunları oynarım.

Dopo la scuola, studio, poi gioco a dei videogiochi.

Video oyunları hayatımı mahvetti, en azından benim hala iki canım var.

I videogiochi mi hanno rovinato la vita. Almeno me ne rimangono ancora due.