Translation of "Paul" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Paul" in a sentence and their italian translations:

Paul Rucker'dan:

Da Paul Rucker:

Paul nerede?

Dov'è Paul?

- Paul çok konuşur.
- Paul çok konuşuyor.

Paul parla molto.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Paul ha appena telefonato.

Paul çok konuşur.

Paul parla molto.

Paul, Roma'da doğdu.

- Paolo è nato a Roma.
- Paul è nato a Roma.

Ahtapot Paul haklıydı.

Il polpo Paul aveva ragione.

Paul, saat gibi dakiktir.

Paul è puntuale come un orologio.

Paul Jack'in önünde oturuyor.

Paul è seduto di fronte a Jack.

Paul ebeveynlerine saygı duyar.

Paul rispetta i suoi genitori.

Ben Paul ile geliyorum.

Vengo con Paolo.

Paul Marc'tan daha güçlü.

Paul è più vigoroso di Marc.

- Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul babasının evindeki partiye gitti.

Paul è andato alla festa al posto di suo padre.

Hâlâ Paul olarak yaşadığım zamanlarda

Quando ero ancora Paul,

Çünkü Paul gibi erkeklerin dinlemesi

Perché molto dipende

Ayrıca Paul soru için teşekkürler,

Paul, grazie per la domanda,

Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.

Paul preferisce l'inglese alla matematica.

Paul benim kadar hızlı değildir.

Paul non è veloce come me.

Ben Paul, senin ev arkadaşın.

Sono Paul, il tuo inquilino.

Paul McCartney'in bir grupta olduğunu dşünün.

Immaginate che Paul McCartney facesse parte del vostro gruppo.

Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.

Paolo studia duramente in questi giorni.

Paul zengin olmasına rağmen kibirli olmadı.

Paolo non divenne superbo anche se era ricco.

Havaalanına zamanında varacağımızı düşünüyor musun, Paul?

Paul, pensi che arriveremo all'aeroporto in tempo?

Paul hemen az önce telefon etti.

Paul ha giusto appena telefonato.

Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.

- Paolo venne a Roma per salutarmi.
- Paul è venuto a Roma per salutarmi.
- Paul venne a Roma per salutarmi.
- Paolo è venuto a Roma per salutarmi.

Paul geçen yıl çok para kazandı.

Paul ha guadagnato un sacco di soldi l'anno scorso.

Paul baba ile birlikte geri geldi.

Paul tornò indietro col padre.

Jean-Paul Sartre ünlü Fransız filozoftu.

Jean-Paul Sartre era un famoso filosofo francese.

Paul randevulara geç kalmamayı kural haline getiriyor.

Paul ha la regola di non essere in ritardo per gli appuntamenti.

- Ben oda arkadaşın Paul'üm.
- Ben Paul, senin oda arkadaşın.

Sono Paul, il tuo compagno di stanza.

Paul Walker bir araba kazasında öldüğü için çok üzgünüm.

- Mi dispiace così tanto che Paul Walker sia morto in un incidente stradale.
- A me dispiace così tanto che Paul Walker sia morto in un incidente stradale.

- Ben, sizin ev arkadaşınız Paul'üm.
- Ben senin ev arkadaşın Paul.

Sono Paul, il tuo compagno di stanza.