Translation of "çıkma" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "çıkma" in a sentence and their japanese translations:

Duvarın üstüne çıkma.

- 壁に登らないでください。
- 壁に登るな。

Karanlıktan sonra dışarı çıkma.

暗くなってからは外出するな。

Onun arzularına karşı çıkma.

彼の意向に逆らうな。

Sokağa çıkma yasağım yok.

私、門限ないのよ。

Dört kez yazı çıkma ihtimali

4回とも裏面が出る確率は

Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.

全市に夜間外出禁止令が布かれた。

"Şimdi dışarı çıkma." "Neden değil?"

「今出かけてはいけない」「どうしてだめなの」

Sokağa çıkma yasağın ne zaman?

門限何時?

Tom bana çıkma teklif etti.

トムが私をデートに誘った。

Ona hiç çıkma teklif edilmedi.

彼女は一度もデートに誘われたことがないのよ。

O, ona çıkma teklif etti.

彼女は彼をデートに誘った。

- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.

スージーはトムがデートに誘ってくれるだろうと期待している。

Ama şimdi vakit... ...buradan çıkma vakti.

でも おれたちは― もう出るぞ

Bir sokağa çıkma yasağı var mı?

門限がありますか。

Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.

この暑さの中帽子なしで外出してはいけません。

Bu sıcakta çıplak kafayla dışarı çıkma.

この暑さの中帽子なしで外出してはいけません。

Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkma alışkanlığı duyuyorum.

私は朝食前に散歩をする習慣があります。

Onunla sonsuz maceralara çıkma hayallerinizi hatırlar mısınız?

想像力がどんどん 湧き出るようなものです

O akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkma alışkanlığındaydı.

彼は夕食後、散歩するのが習慣だった。

Evimde sıkı bir sokağa çıkma yasağı vardı.

うちは門限が厳しい家だった。

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.

ジムはアンを何回か招待した。

Dışarı çıkma konusundaki düşüncemi değiştirdim ve evde kaldım.

私は出かけることに気が変わり、家にいた。

Ben dünü dışarı çıkma yerine kitap okuyarak geçirdim.

昨日はでかけないで読書で日を過ごした。

O, dışarı çıkma yerine bütün gün evde kaldı.

彼女は出かけないで一日中家にいた。

Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.

ジェーンは自分の仕事に非常に満足しており辞める気持ちは全くない。

Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdi.

メアリさんはついにトムさんにデートに誘われました。

Onunla bir anlığına yalnız kaldığında, ona çıkma teklif etti.

彼と彼女と2人きりになれたほんの束の間に、デートをしてくれと頼んだ。

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

右に進めば 太陽にさらされる危険がある

Tom sadece şansını denedi ve Mary'ye çıkma teklif etmek için aradı.

トムはいちかばちかでメアリーをデートに誘う電話をした。