Translation of "Babamın" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Babamın" in a sentence and their japanese translations:

Babamın saçı grileşti.

父の頭は白髪になった。

Babamın arabası yenidir.

父のは新しい車です。

Babamın saçı beyazladı.

父の髪は白くなった。

Babamın işini devralacağım.

私が父の事業を受け継ぐことになっている。

Bu benim babamın.

- これは父の物です。
- これは父さんのです。

Babamın yardımını istedim.

私は父の助けを求めた。

Babamın hobisi balıkçılıktır.

父の趣味は魚釣りなんです。

Babamın saçları ağarıyor.

父は白髪が混じってきた。

Bu, babamın evi.

これは私の父の家です。

Babamın işini devraldım.

私は父の仕事を継いだ。

Babamın başı grileşti.

父の頭は白くなった。

- Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.
- Profesör Hudson babamın arkadaşı.

ハドソン教授は父の友人だ。

Erkek kardeşim babamın gözbebeğiydi.

父は私の弟を掌中の玉のようにかわいがった。

Babamın hobisi gül yetiştirmektir.

父の趣味はバラを栽培することです。

Onu babamın hesabına yaz.

父の勘定につけといてください。

Babamın odası çok büyüktür.

私の父の部屋はとても広い。

Babamın yıllık gelirini bilmiyorum.

私は父の年収を知らない。

Ben babamın yerini alacağım.

私が父の代理をするつもりだ。

Babamın arabası çok güzeldir.

私の父の自動車はとてもすてきです。

Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

私は父が貧しいことを恥ずかしいとは思わない。

Babamın işiyle meşgul olmalıyım.

私は父の仕事をしなければならない。

Babamın filmi izlemesini istiyorum.

私は父にその映画を見てほしい。

Babamın eğlencesi gökyüzü dalışıdır.

私の父の気晴らしはスカイダイビングをすることです。

O, babamın çalıştığı bina.

あれは父の働いているビルです。

Uçak babamın çiftliğine indi.

飛行機は父の農場に着陸した。

Bu babamın öğrencilerinden biri.

あれは父が教えている学生だ。

Burası babamın çalıştığı yerdir.

これは父の働いてる施設だ。

Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.

ハドソン教授は父の友人だ。

Bu, babamın doğduğu köydür.

これは私の父が生まれた村です。

Bu araba benim babamın.

この車は私の父のものです。

Burası babamın doğduğu yer.

- ここが父の生まれたところです。
- ここが父が生まれた場所です。

Babamın birsürü kitabı var.

私の父はたくさんの本を持っています。

Babamın toplantıya katılmasından hoşlanmıyorum.

私は父がその会合に出ることを好まない。

Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.

父の会社は破産寸前である。

Notlarım babamın beklentilerini karşılamadı.

私の成績は、父の期待にそわなかった。

Ben babamın hesabına çalışıyorum.

私は父の代わりをつとめているのです。

Babamın arabası İtalya'da yapılmıştır.

- 父の車はイタリア製です。
- 僕の父さんの車、イタリア製なんだよ。

Masadaki kelime işlemci benim babamın.

机の上にあるワープロは父の物です。

Ama babamın yapmamı istediğini sanmıyorum.

でもよー、オラのおとうさんは良い気しねーよ、きっと。

Babamın içki içmekten vazgeçmesi zordur.

父にとって酒を止めるのは難しい。

Babamın işi yün satın almaktır.

父のしごとは羊毛の買い付けです。

Babamın doğduğu ev tam köşede.

父が生まれた家はすぐ角を曲ったところにある。

Onlar, babamın halini hatırını sordular.

彼らは父の安否を尋ねた。

Cumartesi babamın boş olduğu gündür.

土曜日は父が暇な時だ。

O, babamın öğrettiği bir öğrencidir.

あれは父が教えている学生だ。

Babamın kitaplığındaki her kitabı okudum.

私は父の本棚にある本はどれもみんな読みました。

Babamın çiçekleri sulamasına yardım ettim.

父が花に水をやるのを手伝った。

Babamın borcunu ödemekten berat edildim.

私は父の借金返済を免除された。

Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.

- 私は父と一緒にいると、気詰まりそうだった。
- 私は父と一緒にいると、気づまりだった。

Bu, rahmetli babamın bir portresi.

これは亡くなった父の肖像画です。

Bu, babamın eskiden gittiği okul.

ここは私の父が通った学校だ。

Burası benim babamın çalıştığı yer.

ここが父の働いているところです。

Babamın arabasını yıkamasına yardımcı oldum.

私は父が洗車するのを手伝った。

Babamın bana verdiği saati kaybettim.

父がくれた時計をなくした。

- Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyuyorum.
- Ben bazen babamın duşta şarkı söylediğini duyuyorum.

シャワールームから時々父の歌声が聞こえてくる。

Doktor, babamın sağlığıyla ilgili endişelerimi giderdi.

医師は父の健康状態のことで私を安心させた。

Anne babamın ikisi de halen yaşıyor.

両親は二人ともまだ生きています。

Babamın başarısı benim için önemli değil.

父の成功は私に何の価値も無い。

Bu babamın bana bıraktığı bir şey.

これは父が私に残してくれたものが一つある。

Babamın 30 yıldır sakladığı günlüğünü buldum.

私は三十年間父がつけた日記を見つけた。

Babamın otuz yıldır tuttuğu günlüğünü buldum.

私は三十年間父がつけた日記を見つけた。

Babamın ne zaman geri döneceğini bilmiyorum.

父がいつ戻るか知りません。

Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyuyorum.

私はときどき父が風呂で歌っているのを聞きます。

Babamın mavi gri bir kravatı var.

私の父は青と灰色のネクタイを持っている。

Yılda iki kez babamın evine giderim.

私は年に二度父の所へ行く。

Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım.

私は将来父の仕事の後を継がなければならないだろう。

Dün akşam, annemle babamın fısıldaştıklarını duydum.

両親が昨晩ひそひそと話をしているのを聞いた。

Babamın ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.

父がいつ戻るか知りません。

Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyarım.

私はときどき父が風呂で歌っているのを聞きます。

Babamın şirketinde her zaman huzursuz hissettim.

私は父の前に出るといつも気詰まりに感じる。

Babamın bana verdiği bu saatten memnunum.

私は父がくれたこの時計が気に入っている。

Babamın o zaman söylediğini asla unutmayacağım.

私はあのとき父がいったことを決して忘れないでしょう。

Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.

私には父がまだ生きていると思えてならない。

Babamın tarafından anneannem yüz yaşına girdi.

父方の祖母は百歳になった。

"Babamın geçen yıl öldüğünü öğretmenimin bilmesini istiyorum

「私は お父さんが今年亡くなって

Geçen yaz babamın doğduğu yeri ziyaret ettim.

去年の夏父の田舎に行きました。

Babamın o firma ile bir ilgisi var.

父はその会社にいくらかかんけいしている。

Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.

父の急死の知らせを聞いて、私は気が転倒してしまった。

Anne ve babamın ikisi de hayatta değil.

両親とも生きているわけではない。

Babamın beş erkek ve kız kardeşi var.

父は5人兄弟です。

Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.

お父さんは朝食に新聞を読む習慣がある。

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.

私は父の財産の少ないほうの分け前を与えた。

Babamın beni yetiştirdiği gibi oğlumu yetiştirmek istiyorum.

私は父が私を育てたように息子を育てたい。

Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

私は父が立派なコックであることを誇りに思っている。

Babamın fabrikası her ay 30.000 araba üretiyor.

父の工場は毎月3万台の車を生産している。

Benim hiç hayalim olmayan ve babamın seçimi olan

音楽を選んだのは 私ではなく 父なのに

Ailecek, babamın buluşlarına karşı özel bir sevgimiz var.

私たち家族は父の発明を 誇りに思っていて

Sonra annem ve babamın beni gerçekten sevdiğini hissettim.

そのとき、両親は本当に私を愛しているんだと感じた。

Babamın ölüm haberinini aldığımda sadece üç gündür Tokyo'daydım.

- 東京に来て3日間しかたたないのに父が死んだという便りをもらった。
- 東京に来てまだたったの三日間しかたっていないときに、父が亡くなったという知らせを受け取った。
- 東京に出てわずか3日、父が死んだという知らせを受けた。

Babamın 30 yıl boyunca tuttuğu bir günlük buldum.

私は三十年間父がつけた日記を見つけた。

Babamın bize arabayı ödünç vermeye istekli olduğunu sanmıyorum.

父が快く車を貸してくれるとは思わない。

Babamın ve annemin orada büyük bir çiftliği var.

私の父母は、そこに大きな農場を持っている。

Her şey düşünüldüğünde, babamın hayatı mutlu bir hayattı.

あらゆることを考えて見ると、私の父の人生は幸福なものだった。

Babamın, Rudy'nin babasını kurtarması için biraz geç olsa da

私の父が 彼の父を救うことは できませんでしたが

Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.

実を言うと、私は父の車を彼の許可なしに運転したのです。

Bana babamın ölümünü bildiren telefon konuşmasını aldığımda tamamen telaşlanmıştım.

突然の父の死の電話をきいて、私はオロオロしてしまった。

Babamın bir çiftliği ve cins sığırları ve atları var.

父は牧場を持っていて牛や馬を飼育している。