Translation of "Baskı" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Baskı" in a sentence and their japanese translations:

Ben baskı hissediyorum.

ストレスがたまってきたよ。

Baskı altında çalışmayı öğrendik.

ストレス下で練習をするように なったのです

Halat baskı altında kırıldı.

綱は張りすぎて切れた。

Sana baskı yapmak istemiyorum.

無理強いするつもりはありません。

Ben hep baskı altındayım.

いつも緊張しています。

- Darlama beni!
- Bana baskı yapma!

脅かすなよ。

Vergi reformu için baskı artıyor.

税制改革はの圧力が高まっている。

Demek istediğim, baskı elmaslar ortaya çıkarır.

プレッシャーが ダイヤを作ります

Gerildiklerinde, baskı ve tehdit altında olduklarında,

ヒョウは脅威やストレスを 感じると―

O ülkenin hükümeti insanlarına baskı yapmaktadır.

その国の政府は国民を圧迫している。

Ben en iyi baskı altında çalışırım.

- 僕は追い込まれると一番仕事をする。
- 俺さ、プレッシャーのある方がいい仕事できるんだよ。

Bir açıklama için ona baskı yapmadı.

彼は彼女に説明を強要しなかった。

Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı.

彼は無理矢理泥棒たちの手助けをさせられた。

Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.

私は無理矢理署名させられた。

Baskı hatası olmayan birkaç kitap var.

- ミスプリントのないような本はほとんどない。
- 誤植のない本などほとんどない。

İlk baskı on yıl önce yayınlandı.

初版は10年前に出版された。

Bununla kalmayıp oyunculuk ve baskı kursunu tamamladı.

演劇コースと版画コースの受講を終え

Öğretmenimiz daha çok çalışmamız için baskı yaptı.

先生は私たちにもっと勉強するように強く勧めた。

İlk baskı makinesi Gutenberg tarafından icat edilmiştir.

最初の印刷機はグーテンベルグによって発明された。

Bu baskı yedi bin nüsha ile sınırlı.

この版は7、000部に限定されている。

O, ona işini bırakması için baskı yaptı.

彼女は、彼に仕事を辞めるよう、圧力をかけた。

O ona istifa etmesi için baskı yaptı.

彼女は彼に辞めるよう圧力をかけた。

Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.

数人の政治家が委員会に強い圧力をかけた。

- O acele ile basıldığı için, kitabın bir sürü baskı hataları var.
- Alelacele basıldığı için kitapta birçok baskı hatası var.

急いで印刷されたので、その本には誤植が多い。

Silahlı bir adam ona arabaya binmesi için baskı yaptı.

ピストルを持った男が彼をせきたてて車に押し込んだ。

Sendika yüzde on oranında ücret zammı için baskı yapıyor.

組合は10パーセントの賃上げを迫っている。

Bu kitabın, eğer varsa, az sayıda baskı hataları var.

- この本は誤植はまずほとんどない。
- この本にはほとんど全く誤植がない。

O biraz daha uzun kalmam için bana baskı yaptı.

彼はぜひもう少しいるようにと私を引き留めた。

Onun kütüphanesinin 3.500 kitabı var ve birçok birinci baskı içermektedir.

彼女の蔵書は全部で3500冊で多くの初版が入ってる。

Onun kütüphanede 3.500 kitabı var ve onların çoğu ilk baskı.

彼女の蔵書は全部で3500冊で多くの初版が入ってる。

Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.

私はケイコに他人を利用するのはよすように言った。

Sağlık kitapları okuma konusunda dikkatli olun. Bir baskı hatasından ölebilirsiniz.

健康本を読むときは注意した方がいい。誤植のせいで死ぬかもしれないからね。

Ama bugün çok iyiydiniz. Yoğun baskı altında bile çok iyi kararlar verdiniz.

よくやった いい判断をしてくれたな

Bazı baskı hataları var fakat her şeyi hesaba katarsak iyi bir kitap.

誤植はいくつかあるが、全体としてはいい本だ。

On yılın sonunda Ay'a bir astronot indirmek için muazzam bir baskı altında, NASA

10年の終わりまでに宇宙飛行士を月に着陸させるという大きな圧力の下で、NASA

Yeni bir araba satın alması için babasına baskı yaptığında Catherine'nin bir art niyeti vardı; O, arabayı kendisinin sürebileceğini umuyordu.

キャサリンが新車を買うように父にねだった時には下心があったのだ。彼女は自分が乗りまわすことができると思ったから。

- Bir zamanlar best seller olan bu kitap artık baskı dışıdır.
- Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.

この本はかつてはベストセラーだったが、今は絶版になっている。