Translation of "Değilsiniz" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Değilsiniz" in a sentence and their japanese translations:

Yemek zorunda değilsiniz.

- 食べないでいいよ。
- 食べなくてもいいよ。

Bunu kuramlaştırmak zorunda değilsiniz.

それを理論化する必要などありません

Artık evinize ait değilsiniz.

すでにあなたの家には あなたの居場所がありません

Acele etmek zorunda değilsiniz.

- 焦らなくてもいいですよ。
- 急ぐ必要はないよ。

- Yalnız değilsin.
- Yalnız değilsiniz.

君は一人じゃない。

- Şişman değilsin.
- Şişman değilsiniz.

君、太ってないよ。

Hızlı koşmak zorunda değilsiniz.

速く走らなくてもいいんだよ。

Onu yemek zorunda değilsiniz.

食べないでいいよ。

Sadece bilinçli olarak farkında değilsiniz.

ただ自覚がないだけなのです

Cesur olan yalnızca siz değilsiniz.

あなただけが勇敢なのではありません

Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.

黙って悩んでいることはありませんよ。

Fonlar konusunda endişelenmek zorunda değilsiniz.

資金のことは心配する必要はない。

Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.

- 最後までいる必要はありません。
- 最後まで待たなくてもいいよ。
- 最後までご期待しなくてもよろしいです。

Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz.

すぐに答える必要はありません。

- Bu soruları cevaplamak zorunda değilsin.
- Bu soruları yanıtlamak zorunda değilsiniz.
- Bu sorulara yanıt vermek zorunda değilsiniz.
- O soruları yanıtlamak zorunda değilsiniz.

これらの問題には答える必要はない。

Yüksek sesle cevap vermek zorunda değilsiniz:

声に出さなくていいですよ

Her gün buraya gelmek zorunda değilsiniz.

君は毎日ここに来る必要はありません。

Ama sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.

でも最後までいる必要はありませんよ。

Tom'un söylediklerine dikkat etmek zorunda değilsiniz.

トムの言うことなんか気にしなくていいよ。

- Neden okulda değilsin?
- Neden okulda değilsiniz?

どうして学校に通ってないの?

Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.

あなたはそんな大声で話す必要はない。

Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsiniz.

あなたはそんなに一生懸命に働く必要はない。

Her zaman mükemmel olmak zorunda değilsiniz.

- あなたはいつも完全である必要はありません。
- あなたたちはいつも完全である必要はありません。

Bir şemsiye alma zahmetine katlanmak zorunda değilsiniz.

わざわざ傘を持ってこなくてもよい。

- Cevap vermek zorunda değilsin.
- Cevap vermek zorunda değilsiniz.

- 答えなくてもいいよ。
- 君が答える必要はない。

- Özür dilemek zorunda değilsin.
- Özür dilemek zorunda değilsiniz.

- あなたは謝る必要がない。
- 謝んなくていいよ。
- 謝らなくていいよ。
- 謝らなくていいですよ。

Onun gibi bir şey hakkında endişelenmek zorunda değilsiniz.

- そんなこと心配しなくていいよ。
- そんなこと心配しなくていいのに。

Partiye siz de davetli değilsiniz ben de davetli değilim.

皆さんや私は 招かれもしません

Doğrusu çok şey biliyorsunuz ama onları öğretmede iyi değilsiniz.

君は確かに物知りだが、それを教えるのはうまくない。

- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
- Toplantıya katılma hakkınız yok.

君は会に出席する資格はない。

- Siz oraya gitmek zorunda değilsiniz.
- Oraya gitmek zorunda değilsin.

あなたはそこへ行く必要はない。

- Bugün her zamanki gibi değilsin.
- Bugün her zamanki siz değilsiniz.

- 今日は君らしくないな。
- 今日はいつもの君らしくない。

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

自分がどんなに速くても ガラガラヘビにはかなわない

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünürseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

自分がどんなに速くても ガラガラヘビにはかなわない

Oldukça pahalı bir bilet satın almak ve bir orkestra bulmak zorunda değilsiniz.

オーケストラを探し 高いチケットを買う必要はありません

- Bu soruya cevap vermenize gerek yok.
- Bu soruya cevap vermek zorunda değilsiniz.
- Bu soruyu cevaplamak zorunda değilsin.

- あなたはこの質問に答える必要はない。
- 質問に答える必要はありません。

Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

つまり筋肉を使って 前に突く用意をしてる 自分がどんなに速くても ガラガラヘビにはかなわない