Translation of "Kırk" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Kırk" in a sentence and their japanese translations:

Kırk yaşındayım.

私は四十歳です。

Kırk Meyve Ağacı için kırk sayısını seçtim

『40種の果実の樹』において 40という数字を選んだ理由は

Kırk yaşın üzerindedir.

- 彼は40歳を越している。
- 彼は40過ぎです。

Kırk kişi mevcuttu.

40人が出席していた。

Kırk kişi katıldı.

40人が出席していた。

Kırk yıl geçti.

40年が過ぎ去った。

- İki arada bir derede.
- Kırk katır kırk satır.

にっちもさっちもいかない。

Mevcut kırk kişi vardı.

- 出席者は40人だった。
- 40人が出席していた。

Kırk kişi buraya sığamaz.

40人に十分なスペースはここにはない。

O yaklaşık kırk olmalı.

彼は40才近いはずだ。

Sınıfımda kırk öğrenci var.

私のクラスには40人の生徒がいます。

O kırk yaşına geldi.

彼は40歳になった。

Ben kılı kırk yaranım.

- 私は几帳面なんだ。
- 私は細かいんだ。

Sınıfımızda kırk öğrenci vardır.

このクラスには生徒が40にんいる。

Kırk yılda bir çalışırım.

めったに勉強しない。

Kılı kırk yaran annenizi seviyorsunuz.

違いの分かるママが愛されます

Muhtemelen o kırk yaşının üstünde.

恐らく彼女は40を超えているでしょう。

Kırk dakika önce sipariş verdik.

40分前に注文したのですが。

Babam kırk dokuz yaşında öldü.

父は49歳でなくなった。

Nadiren, kırk yılda bir, güler.

彼はまずめったに笑わない。

Sınıfımızda kırk yedi öğrenci var.

私たちのクラスには47人の生徒がいる。

Babam yakında kırk yaşında olacak.

父はまもなく40歳になります。

Yedi gün için kırk dolar.

7日間で40ドルになります。

Kırk dakika içerisinde dersten çıkacaklar.

彼らは四十分にクラスから出る。

O, kırk yaşını biraz geçti.

彼は40歳を少しすぎている。

Sınıfında kırk civarında öğrenci var.

彼女のクラスには約40人の生徒がいる。

Kırk farklı dili kabaca konuşabilirsin.

あなたはほぼ40ヶ国語が話せます。

Bu kitap kırk fotoğraf içerir.

この本は中に40枚の写真を含む。

Bu sınıf kırk öğrenciden oluşur.

このクラスは40名の生徒で出来ている。

Leydi en fazla kırk yaşında.

あの婦人はせいぜい40歳だ。

O, kırk sekiz kale yaptı.

- 彼は要塞を四十八造りました。
- 彼は砦を四十八造りました。

Kırk yedi kişi atama istedi.

四十七人が指名を望んでいた。

O, kesinlikle kırk yaşın üzerindedir.

彼女は明らかに40歳を超えている。

- Kırk yaşındaydı fakat daha yaşlı görünüyordu.
- Kırk yaşındaydı ama daha yaşlı gözüküyordu.

彼女は40歳であるが、もっと年輩に見えた。

- O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
- Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

- 彼は映画に行くことはまず無い。
- 彼は映画に行くことはない。
- 彼が映画に行くことはまずない。
- 彼が映画に行くことは、たとえあるにしても、めったにない。

- Bu tapınak kırk altı yılda yapıldı.
- Bu tapınağı yapmak kırk altı yıl sürdü.

この神殿は建てるのに46年かかりました。

Otobüs en fazla kırk kişi taşıyabilir.

そのバスは最大限度40人を乗せることができる。

Babam mayıs ayında kırk beş olacak.

私の父は5月に45歳になります。

O nadiren, kırk yılda bir, gelir.

彼はほとんど来ない。

Nadiren, kırk yılda bir, Fransızca konuşurlar.

彼らがフランス語を話すことは、もしあってもまれだ。

Japonca okumaya başlayalı kırk yıl oldu.

- 私は日本語を学びはじめてから40年になる。
- 私が日本語の勉強を始めてから40年になる。

Japonca çalışmaya başlayalı kırk yıl oldu.

私が日本語の勉強を始めてから40年になる。

Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.

ケイ教授は昆虫を40年間研究してきた。

Bizim sınıfta kırk beş öğrenci vardır.

クラスには45人生徒がいる。

Nadiren, kırk yılda bir, berbere gider.

彼はまずめったに床屋へ行かない。

Onlar nadiren, kırk yılda bir, birbirleriyle tartışırlar.

彼らは、まず滅多にやりあうことがない。

Nadiren, kırk yılda bir, bir kitap okur.

- 彼は本をもし読んでもめったに読まない。
- 彼が本を読むことはまずない。
- 彼が本を読むことがあっても、ごく稀なことだ。

Çok nadir, kırk yılda bir, kiliseye gider.

彼はまあ、めったに教会に行かない。

Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.

彼はあるとしてもめったに約束の時間に遅れることはない。

O, kırk yaşındayken enerjisini kaybetmiş olduğunu söyledi.

彼は40歳で元気を失ってしまったと語った。

Burada kırk kişi için yeterli yer yok.

40人に十分なスペースはここにはない。

O, nadiren, kırk yılda bir sinemaya gider.

- 彼は映画館に行くことはまずない。
- 彼はほとんどめったに映画に行かない。

Nadiren, kırk yılda bir, şehrin dışına çıkar.

彼女が町から出ることはめったにない。

Onlar kırk yıldan fazla bir süre savaşmadı.

彼らは40年以上戦闘を行わなかった。

Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.

めったに教会には行かない。

Ben kırk yılda bir kez restorana giderim.

めったにレストランには行かない。

Bu kitap serisi kırk sekiz ciltten oluşuyor.

この本はシリーズで48巻ある。

Kato'nun sınıfı kırk tane oğlan ve kızdan oluşur.

加藤君のクラスには40人の男女がいる。

Kral kırk yıl boyunca halkı üzerinde hüküm sürdü.

その王は40年間にわたって人民の上に君臨した。

- O, yaklaşık kırk olmalı.
- Yaşı kırka yakın olmalı.

40近いはずだ。

O nadiren, kırk yılda bir, film seyretmeye gider.

彼はほとんど滅多に映画を見にいかない。

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

彼の家族は40年前に母国からブラジルへ移住しました。

O, genç görünüyor ama aslında kırk yaşın üstünde.

彼女は若く見えるけど実際は40を超えているんだ。

George Bush, Amerika Birleşik Devletlerinin kırk birinci başkanıdır.

ジョージブッシュ氏は第41代のアメリカ大統領です。

Bay Smith bu okulu kırk yıl önce kurdu.

スミス氏が40年前にこの学校を創立した。

- Sekize çeyrek var.
- Saat şimdi yedi kırk beş.

- 今、8時15分前です。
- 7時45分です。

Erkek kardeşim nadiren, kırk yılda bir, kiliseye gider.

私の弟は、教会へ行くことはたとえあるにしてもめったにない。

Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.

彼女がひとりで映画に行くことは、たとえあってもまれである。

- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

- 日が暮れてから彼女が外出する事はたとえあるにしても極めてまれだ。
- 日が暮れてから外出することがあるにしても極めてまれだ。
- 日がくれてから彼女が外出することはたとえあるにしても極めてまれだ。

Babam nadiren, kırk yılda bir, Pazar günleri dışarı çıkar.

- 父は滅多に日曜日に外出することはない。
- 父が日曜に外出することはまずない。

Nadiren, kırk yılda bir, on birden önce yatmaya gider.

彼女はまずめったに11時前に寝ることはない。

Pasif insan nadiren, kırk yılda bir, kendini ifade eder.

消極的なその男はめったに自己表現しない。

Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.

この構文は口語英語ではまずめったに生じないだろう。

Nadiren, kırk yılda bir, gece geç saatlere kadar telefonda konuşurum.

夜遅くまで電話で話す事などまずめったにない。

- O kırk ya da yaklaşık olmalı.
- Yaşı kırkın üstünde olmalı.

彼女は40歳かそこらにちがいない。

- Lafı ağzında geveleme.
- Bin dereden su getirme.
- Kırk dereden su getirme.

遠回しに言わないでください。

Bu okulda kırk bir öğretmen ve yaklaşık sekiz yüz öğrenci var.

この学校には41人の先生と約800人の学生がいます。

Dünya nüfusu o kadar hızlı bir şekilde artıyor ki, kırk yıl içerisinde ikiye katlanmış olacak.

世界の人口はどんどん増えているので、40年以内に今の倍になってしまうだろう。

Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

アニメーション監督の今敏さんが2010年8月24日、膵臓がんのため47歳の誕生日を前にして死去した。

Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

祖母は以前ほとんど毎日散歩に出かけていたが、今はめったに外出しなくなった。