Translation of "Kızla" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Kızla" in a sentence and their japanese translations:

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

- 私はアメリカ人の少女に会った。
- わたしは一人のアメリカ人女性に会った。

O kızla tokalaştı.

彼はその少女と握手した。

Çocuk kızla alay etti.

その少年は少女をからかった。

Dün eve giderken kızla tanıştı.

彼は昨日の帰宅途中にその少女にあった。

Güzel bir kızla tanışmak istiyor.

彼はあの美しい女の子に会いたがっています。

Kasabadaki en güzel kızla evleniyorum.

実はね、この地域で一番の美女と結婚する事になったんだ?

Seni güzel bir kızla tanıştıracağım.

いい女の子紹介してやろう。

O, zengin bir kızla evlendi.

彼は金持ちの娘と結婚した。

O, Kanadalı bir kızla evlendi.

彼はカナダ人の女性と結婚した。

O bir Japon kızla buluşuyor.

彼は日本人の女の子と付き合っている。

Bu hatalı kızla ne yapacağız?

この不良少女をどうしよう。

Seni hoş bir kızla tanıştıracağım.

いい女の子紹介してやろう。

- Başka bir kızla konuştuğunda onu kıskanıyordu.
- Başka bir kızla konuştuğunda, o kıskanmıştı.

- 彼女は彼が他の女の子に話し掛けると嫉妬した。
- 彼が他の女の子に話しかけると、彼女はやきもちを焼いた。

Tom daha yaşlı bir kızla evlendi.

トムは年上の女性と結婚した。

O beni güzel bir kızla tanıştırdı.

- 彼は僕にかわいい女の子を紹介してくれた。
- 彼はかわいい女の子に僕を紹介してくれた。

O başka bir kızla konuştuğunda kıskanıyordu.

彼女は彼が他の女の子に話し掛けると嫉妬した。

Onun gibi bir kızla evlenmek istiyorum.

彼女のような女性と結婚したいね。

O kendisi için seçtiği kızla evlendi.

彼は自分が選らんだ少女と結婚します。

Lütfen beni sevimli bir kızla tanıştır.

かわいい子紹介してくれよ。

Penceredeki kızla tanışmak ve konuşmak istedim.

窓のところにいる少女に会って話がしたかった。

Onun güzel bir kızla evlenme şansı vardı.

彼は幸運にもすてきな女の子と結婚した。

Geçen gün parkta karşılaştığım kızla tekrar karşılaştım.

先日公園で会った少女にまた会った。

Video oyunu oynamayı seven bir kızla evlenmek istiyorum.

- 私はビデオゲームの好きな女性と結婚したい。
- ビデオゲームの好きな女の子と結婚したい。

Kızla daha önce tanıştığım için onu hemen tanıdım.

その少女には以前出会ったことがあったので、すぐにわかった。

Onun diğer bir kızla yürüdüğünü görmek onu kıskandırdı.

彼女は彼がほかの女の子と歩いているのを見て焼きもちをやいた。

Güzel bir kızla evlenmek için iyi şansı vardı.

彼は幸運にもかわいい女の子と結婚した。

O sonunda Paris'te tanıştığı kızla evlenme kararını verdi.

彼はパリ出会った女性と結婚する決心をした。

Görünüşe göre, o Tatoeba adındaki bir Japon kızla buluşuyor.

- どうやら彼にはタトエバという名前の日本人の彼女がいるらしい。
- 彼はタトエバという日本人の女の子と付き合っていると見える。

Geçen gün parkta kızla tanıştım ve onu tekrar gördüm.

先日公園で少女に会ったが、その少女にまた会った。

Dün Tom'u bir restoranda gördüm. O bir kızla konuşuyordu.

昨日さぁ、レストランでトムを見かけたの。トムったらね、女の子と話してたのよ。

Tom adı "s" ile biten bir kızla hiç çıkmadı.

トムは名前が s で終わる女の子とは付き合ったことがない。

- Daha önce o kızla karşılaştım.
- O kızı daha önce gördüm.

- 私はあの少女と以前会ったことがある。
- 私は以前、あの女の子に会ったことがある。
- その少女には前に会ったことがあります。