Translation of "Nefes" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "Nefes" in a sentence and their japanese translations:

Nefes verirken,

息を吐きながら

Nefes nefeseyim.

息切れがします。

- Derin nefes alamadı.
- Derin nefes alamıyordu.

彼は深呼吸ができなかった。

- Ben burnumdan nefes alamıyorum.
- Burnumdan nefes alamıyorum.

鼻で息ができません。

Ve nefes alırken

そして息を吸いながら

Nefes nefese koştum.

私は息を切らせて走った。

Dumandan nefes alamadım.

私は煙のために息ができなかった。

Nefes alıyor mu?

呼吸は?

- Nefes almada zorluk çekiyorum.
- Zar zor nefes alıyorum.

- 呼吸がしにくいのです。
- 息苦しいんです。

nefes verme sırasında büzülen;

息を吸うと 袋のすべての部分が膨らみ

Zar zor nefes alabiliyordum.

息をするのがやっとでした

Rahat bir nefes aldık.

私はほっとして 息をつきました

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

‎そして水面へ向かった

Ama nefes almak zorundaydım.

‎息継ぎをしないと

Köpek nefes nefese kalmıştı.

その犬は息を切らしていた。

O, nefes nefese idi.

- 彼は息切れしていた。
- 彼は息を切らしていた。

Koşarken nefes nefese kalıyordu.

彼は息を切らして走り続けた。

Derin bir nefes al.

- 息を深く吸いなさい。
- 深呼吸をして。

O zor nefes alıyordu.

彼女は肩で息をしていた。

Nefes alma zorluğu vardı.

彼は呼吸するのが困難であった。

Derin nefes almak sağlıklıdır.

深呼吸するのは健康に良い。

Lütfen burnunuzdan nefes alın.

鼻で息をしていてください。

O, nefes alıyor mu?

- 呼吸は?
- 彼は息をしていますか。

Nefes alacak hava yoktu.

風はそよとも吹かなかった。

Nefes aldığında acıyor mu?

息をすると痛みますか?

Haberi duyunca nefes alamadım.

その知らせを聞いて、ため息をつかずにいられなかった。

Normal olarak nefes al.

普通に呼吸して。

O, zor nefes alıyor.

- 彼は荒い息遣いをしている。
- 彼は肩で息をしている。

Nefes nefese istasyona vardı.

- 彼は息を切らして駅に着いた。
- 彼は息をきらしてえきへついた。

nefes alıp verdiğinizi farkında olun.

感じてください

Neden bu kadar nefes nefesesin?

なぜそんなに息をきらしているのか。

Sadece nefes yaşam anlamına gelmez.

ただ呼吸しているだけでは生きていることにならない。

Bu nefes aldığımız hava gibidir.

それは私たちが呼吸する空気のようなものです。

O, rahat bir nefes verdi.

彼女は安堵のため息をもらした。

O derin bir nefes aldı.

彼は息を深くすいこんだ。

O rahat bir nefes verdi.

彼は安心してホッとため息をもらした。

Nefes nefese kaldım ve oturdum.

息を切らして座り込んだ。

O, derin bir nefes verdi.

彼は深いため息をついた。

Annesi rahat bir nefes aldı.

彼の母親はほっとしてため息をついた。

Ben tamamen nefes nefese kaldım.

- 私はすっかり息が切れた。
- 息がハアハアだよ。

Birlikte rahat bir nefes aldık.

こぞって安堵の吐息をついた。

O, derin bir nefes aldı.

彼女は深呼吸をした。

Tom büyük bir nefes veridi.

トムは大きなため息をついた。

Bebekler rahimdeyken nasıl nefes alır?

赤ちゃんは子宮内で呼吸はどうしてるのですか?

Nefes alırken oksijen akciğerlerimize alınır.

酸素は私たちが呼吸すると肺の中に取り込まれる。

Manzaranın nefes kesici olması gerekiyor.

景色もすばらしいはずよ。

Derin bir nefes alın lütfen.

息を深く吸ってください。

Tom derin bir nefes aldı.

トムは深呼吸をした。

Tom derin biçimde nefes aldı.

トムは深く息を吸い込んだ。

Ağzınızdan derin bir nefes alın.

口から大きく息を吸い込んで。

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

肺の外側は 空気で膨らむ大きな袋のようです

Adının kelimesi kelimesine çevirisi, "zehir nefes".

その学名を直訳すると “毒の息”です

nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,

群れをなして空を飛ぶ はためくカーテンになって

Gece herkes rahat bir nefes alıyor.

‎夜は過ごしやすい

Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.

赤ちゃんは青白くぐったりしていて 息をしていませんでした

Gerindi ve derin bir nefes aldı.

彼は体を伸ばしてから深呼吸をした。

O koştuğu için nefes nefese kalmıştı.

彼は息切れしていた。ずっと走っていたから。

Zatürre nefes almada zorluğa neden olur.

- 肺炎にかかると呼吸困難になる。
- 肺炎は呼吸困難を引き起こす。

Derin bir nefes alıp verin, lütfen.

息を深く吸ったり吐いたりしてください。

Bir nefes alın ve onu tutun.

息を吸って、止めて下さい。

Ben nefes nefese sınıfa kadar koştum.

私は息を切らして教室にかけこんだ。

Derin bir nefes al ve rahatla.

深呼吸してリラックスして下さい。

Odadaki herkes rahat bir nefes verdi.

- 部屋の誰もが安堵のため息を漏らした。
- 部屋の誰もがほっとため息をついた。

Tom çok derin bir nefes aldı.

トムは大きく深呼吸をした。

Burnundan nefes almakta güçlük çekiyor musun?

鼻での呼吸はしづらいですか?

Son zamanlarda nefes darlığı yaşıyor musunuz?

最近、息切れを感じたことはありますか?

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

人工呼吸器に頼る人

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

‎日が沈むと暑さが和らぐ

Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.

‎幸い彼女は ‎まだ息をしていた

Onlar nehri yüzerek geçtikten sonra nefes nefeseydi.

川を泳いで渡ったので、彼らは息を切らしていた。

Soğuk havada dışarıya nefes verdiğinde nefesini görebilirsin.

- 寒い天気に息を吐くと、息が見える。
- 寒い日に息を吐くと、自分の息が見えるんだよ。

Yüzücü başını kaldırdı ve nefes nefese kaldı.

泳ぎ手は頭を上げて、はあはあと息を吸った。

O, nefes almada sorun yaşıyor gibi görünüyor.

彼は息苦しそうだ。

O, yer, nefes alır ve bilgisayarlarla uyuklar.

彼はとにかくコンピューター漬けだからね。

Derin bir nefes al ve sonra gevşe.

深呼吸をして楽にしなさい。

Merdivenlerden yukarıya koştuktan sonra nefes nefese kaldım.

階段を駆け上がったので、息が切れた。

O, durdu ve derin bir nefes aldı.

彼は立ち上がって深呼吸した。

- Derin derin soludu.
- Derince bir nefes aldı.

- 彼は深呼吸をした。
- 彼は深呼吸した。
- 彼は深く息をした。

Neredeyse boğulmuş olan adam nefes almaya başladı.

おぼれかけた人は息を吹き返した。

50 yaşında olmasına rağmen, hâlâ nefes kesici.

50歳になっても、まだ彼女は息を呑むほど美しい。

Yürürken kısa sürede nefes darlığı hissediyor musunuz?

歩くと息切れしやすいですか?

Zehir nefes almayı zorlaştırıyor, sonra da felç başlıyor.

呼吸困難に続き 麻痺が起こります

Çoğu insanın boğulmasının sebebi nefes refleksine karşı koyamamaktır.

驚き反射で溺れる人が多い

O kadar hızlı koştu ki nefes nefese kaldı.

彼はあんまり速く走ったので息が切れた。

Tom derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı.

トムさんは深く息を吸って、目を閉じた。

O, nefes alışı kadar çok kolay yalan söyler.

- 彼は白々しい嘘をついている。
- 彼は見え透いた嘘をついている。

O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi.

彼女は丘を登り下りして息切れがした。

Ve anne, hep birlikte rahat bir nefes alabilmek için

母親は看護師の手を取り

Tepeye kadar koştuktan sonra, ben tamamen nefes nefese kaldım.

丘を駆け登った後、私は完全に息切れしていた。

Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir biçimde nefes aldı.

彼は上司のいる部屋に入る前に深呼吸をした。

Buraya kadar bütün yolu koştum ve nefes nefese kaldım.

ここまでずっと走ってきたので息が切れてしまった。

Oda o kadar duman doluydu ki zorlukla nefes alabildim.

部屋は煙でいっぱいで、ほとんど息ができないくらいだった。

Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.

重度の腫れと呼吸困難です 死に至ったケースも

Kısa nefes kesici başarıları Hellenistik Çağ'da Yunanlı olarak hayat sürdü

彼がその短い生涯で残した成果は ヘレニズム時代の到来を招いた

İnsanlar normalde dakikada 12 ile 20 kez arası nefes alır.

人は一分間に通常12回から20回呼吸をする。

Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.

脳に関する知見は 驚異的な速度で変化しつつあります