Translation of "Piyanist" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Piyanist" in a sentence and their japanese translations:

Ünlü piyanist gülümsedi.

有名なピアニストは微笑みました。

O bir piyanist.

彼女はピアニストです。

Miho bir piyanist.

美穂さんはピアニストです。

Kız bir piyanist oldu.

その少女は成長してピアニストになった。

Bir piyanist olmak istiyorum.

私はピアニストになりたいんです。

Martha, mükemmel bir piyanist.

マーサはすぐれたピアニストだ。

O bir piyanist oldu.

彼はピアニストになった。

Babası mükemmel bir piyanist.

彼女の父は、すぐれたピアニストです。

En sevdiğiniz piyanist kimdir?

好きなピアニストは誰ですか。

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

彼の息子さんは有名なピアニストになった。

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

彼女にはピアニストをしている娘がいる。

Piyanist iki istek parçası çaldı.

そのピアニストはアンコールに答えて2曲弾いた。

O bir piyanist olarak ünlüdür.

彼はピアニストとして有名です。

Böylece büyük bir piyanist oldu.

彼はこのようにして偉大なピアニストになった。

Onun annesi harika bir piyanist.

彼女の母親は素晴らしいピアニストだ。

Şu piyanist tekniği ile tanınır.

あのピアニストは技巧でよく知られている。

O, iyi bir piyanist olarak bilinir.

彼は偉大なピアニストとして知られている。

Kız kardeşim iyi bir piyanist oldu.

私の妹はピアノが上手になった。

Karısı piyanist olan bir arkadaşım var.

私には奥さんがピアニストである友人がいる。

O, çok iyi bir piyanist değildi.

あまりピアノは上手ではありませんでした。

Bir piyanist olarak o benim çok üzerimde.

- ピアニストとしては彼は私よりはるかに優れている。
- ピアニストとして、彼はわたしの遥か上を行く。

Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

誰もが彼はきわめて優秀なピアニストだと認めていた。

Her insan bir iyi bir piyanist olamaz.

- 誰にでも立派なピアニストになれるとは限らない。
- 誰でも立派なピアニストになれるとは限らない。

O iyi bir piyanist olmak için büyüyecek.

彼女は大人になって、優れたピアニストになるだろう。

Kız kardeşin iyi bir piyanist, değil mi?

あなたの姉さんはピアノが上手ですね。

- Onun iyi bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok
- O'nun mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.

彼女がすばらしいピアニストであることは言うまでもない。

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.

- わたしには父親が有名なピアニストである友人がいます。
- 私の友人に、父親が有名なピアニストだという人がいる。

Bir piyanist olarak o benden çok daha iyidir.

- ピアニストとしては彼は私よりはるかに優れている。
- ピアニストとして、彼はわたしの遥か上を行く。

O piyanist olmak için her gün piyano çalışır.

彼はピアニストになるために毎日ピアノの練習をしている。

Bir piyanist olduğunu söyledi fakat o bir yalandı.

彼女は自分がピアニストだと言ったが、それはうそだった。

O her gün piyano çalar, bu yüzden bir piyanist olabilir.

彼はピアニストになるために毎日ピアノの練習をしている。

Ben onun bir piyanist olması dışında onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

彼女については、ピアニストという以外何も知らない。

Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.

彼には2人の娘がいて1人はピアニスト、もう1人はバイオリニスト。

Onun yirminci yüzyılda en büyük piyanist olduğu güvenli bir şekilde söylenebilir.

彼は二十世紀最高のピアニストだと言って差し支えないでしょう。

Arkadaşım burada sadece bir piyanist değil fakat aynı zamanda bir besteci de.

この私の友人はピアニストであるばかりでなく、作曲家でもあります。