Translation of "Salladı" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Salladı" in a sentence and their japanese translations:

Başını salladı.

彼は首を横に振った。

- Tom el salladı.
- Tom elini salladı.

トムは手をふった。

Deprem evleri salladı.

その地震で家々が揺れた。

Köpek kuyruğunu salladı.

その犬は尾を震えさせていた。

Tom başını salladı.

トムは頷いた。

Tom el salladı.

- トムは手を振った。
- トムは手をふった。

Chris kılıcını salladı!

クリスはソードを振るった!

Oyuncu raketi topa salladı.

その選手はボールを狙ってバットを振った。

O, bize elini salladı.

彼女は私達に手を振った。

Başını ileri geri salladı.

- 彼は首を前後に振りました。
- 彼は頭をぶんぶんと振った。

O, oğlunun omuzunu salladı.

彼は息子の肩をつかんで揺すった。

O, bana elini salladı.

彼女は私に手を振った。

Deprem aniden binaları salladı.

地震が突然、建物をゆさぶった。

Patlama bütün binayı salladı.

爆発で建物全体が揺れた。

Köpek hevesle kuyruğunu salladı.

犬は盛んに尾を振った。

O, bana başını salladı.

彼は私にうなずいた。

O ona el salladı.

彼女は彼に手を振った。

Bob gördüğü herkese el salladı.

ボブは会う人には誰にでも手を振った。

Anlayıp anlamadığını sorduğumda başını salladı.

分かりますかと尋ねると彼はうなずいた。

O, geçerken bana başını salladı.

- 彼は通りかかったときに会釈した。
- 彼は通りすがりに、私に会釈した。

O ayrılırken bize el salladı.

彼は手を振って我々に別れを告げた。

Sorumu yanıtlamak için başını salladı.

彼は私の質問に対してうなずいた。

Büyükbaba bana doğru kafasını salladı.

祖父は私に向かってうなずいた。

Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.

祖父は私に向かってうなずき、微笑みかけた。

O, başını yukarı aşağı salladı.

彼は首を上下に振った。

Beni görünce, köpek kuyruğunu salladı.

私を見たとき、犬は尾を振った。

5 büyüklüğünde bir deprem Tokyo'yu salladı.

マグニチュード5の地震が東京を見舞った。

Beni gördüğü an, bana el salladı.

彼は私を見るとすぐに、私に手を振って合図をした。

Bana veda etmek için elini salladı.

彼女は手を振ってさよならした。

Tren çıkarken onlar ebeveynlerinin arkasından el salladı.

汽車が出て行く時、彼らは両親に手を振ってさようならをしました。

O, uçağa binmeden önce bana el salladı.

彼女は飛行機に乗り込む前に、私に手を振った。

Bana gerçeği söylemesini istedim ama o başını salladı.

私は彼女に本当のことを言うようにいったが、彼女は首を横に振った。

- Deprem evin tıkırdamasına neden oldu.
- Deprem evi salladı.

地震で家ががたがたと音をたてた。

Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu bir kenara itti.

音楽家は頭を振って小さなピアノを押して行ってしまいました。

O bir eliyle direksiyonu tuttu ve diğeriyle bana el salladı.

彼は片手でハンドルを握り、もう一方の手を私のほうに振った。

O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.

彼はびんを逆さまにして振ったが、はちみつはそれでも出てこなかった。

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.

診察室を出る間際、先生が「バイバイ」と手を振ってくださいました。

Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

係員が頷いたので彼女は小切手を書き、それを手渡した。