Translation of "Sessizce" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Sessizce" in a sentence and their japanese translations:

Sessizce bekledi.

それは静かに待っていた。

Yavaşça ve sessizce.

静かにな

Sessizce odadan çıktı.

彼は黙ってへやを出ていった。

O sessizce yürüdü.

彼は静かに歩いた。

Sessizce yağmur yağıyordu.

静かに雨が降っていた。

Sadece sessizce oturmalısın.

君は黙って座ってさえいればよい。

Sessizce hareket et.

そーっと動かしてね。

- Lütfen kapıyı sessizce kapat.
- Lütfen kapıyı sessizce kapayın.

静かにドアを閉めて下さい。

Yapraklar sessizce yere düşüyordu.

音もなく葉が地面に落ちていった。

Mary sessizce kapıyı kapattı.

メアリーはドアを静かに閉めた。

O, sessizce odaya girdi.

彼女は静かに部屋に入った。

Biz topyekün sessizce oturduk.

全く黙りこくって座っていた。

O, sessizce telefonu kapadı.

彼女は黙って受話器を置いた。

Biz orada sessizce bekledik.

私たちは静かにそこで待ちました。

O sessizce kapıyı çaldı.

彼は静かに戸をたたいた。

O, sessizce kapıyı çaldı.

彼は静かに戸をたたいた。

Sessizce yatak odama gittim.

- 私は忍び足で寝室にいった。
- 僕はそうっと自分の寝室に行った。

- Gözleri yaşlı sessizce oraya oturdu.
- Gözlerinde yaşlarla sessizce orada oturdu.

彼女は目をうるませて、そこにじっとすわっていた。

Bebek sessizce uyuyor gibi görünüyordu.

赤ん坊は静かに眠っているように見えた。

Sadece sessizce dinlersen sana söylerim.

静かに聞いてくれる気がありさえすればお話ししよう。

Tom yarım saattir sessizce oturuyordu.

トムは30分間黙って座っていた。

Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.

黙って悩んでいることはありませんよ。

Bu soruna sessizce göz yumamam.

僕はその問題を黙って見過ごすわけにはいかない。

O sessizce odadan dışarı süzüldü.

彼女はそっと部屋から抜け出した。

Onun arkasından kapıyı sessizce kapadı.

彼は入った後ドアを静かに閉めた。

Beni duymasınlar diye sessizce yürüdüm.

彼らに聞かれないようにするために、私は静かに歩いた。

Bebeği uyandırmayalım diye sessizce konuştuk.

私たちは、赤ちゃんが目覚めないように低い声で話しました。

Tom, 30 dakika sessizce oturdu.

トムは30分間黙って座っていた。

Bu yüzden sessizce acı çekmeyi öğrenmişti.

苦しみを黙ってしのぐように なったことを思い出しました

Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu.

彼は足を組んで黙って座っていた。

O, aileyi uyandırmamak için sessizce geldi.

彼は家族を起こさないようなそっと入ってきた。

Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.

他人の迷惑にならないように静かに仕事をしなさい。

O, sessizce ve çabucak hareket edebilir.

彼は音もなくしかもすばやく動ける。

Tom, 30 dakika boyunca sessizce oturdu.

トムは30分間黙って座っていた。

Senin sessizce acı çekmene gerek yok.

黙って悩んでいることはありませんよ。

Tom yatak odası kapısını sessizce kapattı.

トムは寝室のドアを静かに閉めた。

O bizi duymasın diye sessizce konuşun.

彼女に聞こえないように、静かに話してください。

Gençler ise etrafına toplanır ve sessizce otururlar.

子どもたちは傍らに集い静かに座ります

O, bebeği uyandırmamak için sessizce içeriye geldi.

赤ん坊を起こさないように、彼女は静かに入ってきた。

Ne yapacağımı bilmediğim için, orada sessizce durdum.

何をしてよいのかわからなかったので、私は黙ってそこに立っていた。

Tom hariç bütün aile sessizce TV izliyordu.

一家はトムを除いて全員、黙ってテレビを見ていた。

Benim için sürpriz oldu, kapı sessizce açıldı.

とても驚いたことには、ドアが音もなく開いた。

Jim bebeği uyandırmamak için odaya sessizce girdi.

ジムは赤ん坊を起こさないように静かに部屋に入った。

O, onun yanına oturdu ve sessizce dinledi.

彼女は彼の隣に座り、静かに聴いた。

O zaman, o gülümseyerek çok sessizce şarkı söylüyordu.

その時、彼女は微笑みながら、たいへん静かに歌っていました。

Tom Mary'nin odaya sessizce sokulduğunu gören tek kişiydi.

- メアリーが部屋に忍び込んだのを見たのは、トムただ一人だった。
- メアリーが部屋に忍び込んだのを目撃したのは、トム一人だけだった。

Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

彼女はちょっと首をかしげて、黙然と立っていた。

Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.

トムは静かにドアを閉め、忍び足で部屋に入った。