Translation of "Suç" in Japanese

0.024 sec.

Examples of using "Suç" in a sentence and their japanese translations:

Suç artmakta.

犯罪が増加している。

Suç mahalline gittim.

- 私は犯罪の現場に行ってみた。
- 私は現場に行ってみた。

Suç işlersen cezalandırılmalısın.

罪を犯したなら、罰せられなければならない。

O, suç mahallindeydi.

彼女は犯行現場にいた。

O suç mahallindeydi.

彼女は犯行現場にいた。

Suç ve gangsterlik modaydı.

犯罪性やギャング行為が入ってきました

Suç hakkında dinlemek korkunçtu.

その犯罪は聞くも恐ろしいものだった。

O bir suç işledi.

- 彼女は犯罪を犯した。
- 彼女は罪を犯した。

Ciddi bir suç işledi.

彼は重大な犯罪を犯した。

Dedektif suç mahalline geldi.

刑事が犯行現場に到着した。

Kanada'da suç oranı düşüyor.

カナダでは犯罪率が低下してきている。

O, peş peşe suç işledi.

彼は悪事を重ねた。

O bir suç işlerse cezalandırılmalı.

もし彼が罪を犯したのなら、罰せられるべきだ。

Soygunun suç ortağı olarak tutuklandı.

彼はその強盗事件の従犯者として逮捕された。

Suç oranı sürekli olarak artıyor.

犯罪率は着実に増加している。

Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

殺人や強盗は犯罪行為である。

Suç çoğu kez yoksullukla ilgilidir.

犯罪はしばしば貧困と関連があるとされてきた。

Bir hırsızdan çalmak suç değildir.

泥棒から盗むのは罪じゃない。

Suç, büyük şehirlerimizin çoğunda kesinlikle artmaktadır.

わが国の大都市の多くでは犯罪はたしかに増加している。

Onun bir suç ortağı olduğunu düşündüler.

彼は共犯者とみなされた。

Büyük şehirlerde çok miktarda suç var.

大都会には罪悪がはびこっている。

İki adam suç için birbirlerini suçladı.

二人の男たちは互いに罪をなすりつけあっていた。

O, bir suç ortağı olarak düşünüldü.

彼は共犯者とみなされた。

Suç işlendiğinde polis nerede olduğunu belirledi.

警察は犯罪が起きたとき彼がどこにいたかを立証した。

Bazı insanlar yoksulluğu suç nedeni saymaktadır.

貧困が犯罪の源だという人もいる。

Onun bir suç ortağı olduğu düşünülüyordu.

彼は共犯者とみなされた。

Avustralya'da iki eşlilik bir suç mu?

オーストラリアでは、重婚は違法ですか?

Bu, suç için etkili bir çözümdür.

これは有効な犯罪防止対策だ。

Korku, suç ve stres seviyeleri düşmeye başladı.

恐怖や罪悪感 ストレスは 薄れていきます

Yoksulluk bazen insanları suç işlemeye tahrik eder.

貧困のために人々は時に犯罪を犯すことがある。

Onun bir suç işlemiş olduğunun kanıtı nerede?

罪を犯したという証拠は?

Bu, suç mahallinde terk edilen aynı araba.

- これこそ事件現場に乗り捨ててあった自動車だ。
- これが事件現場に乗り捨てられていたものと同じ車です。

Yönetmen yerel Asahi muhabirinin suç mahalline gitmesini istedi.

局長は、現地の朝日の記者を現場に行かせようとしていた。

- O suç ölümle cezalandırılır.
- O suçun cezası ölümdür.

その犯罪は死刑に値する。

Kentin yüksek bir suç oranı olduğu iyi bilinir.

その都市の犯罪率が高いことは有名です。

O açlıktan öldüğü için suç işlemek zorunda kaldı.

飢えのために彼はやむなく罪を犯した。

- Suçlu önünde sonunda yakalanır.
- Suç işlersen bedelini ödersin.

犯罪は割に合わない。

Ben bir eşcinselsem ne olmuş? Bu bir suç mu?

同性愛者ですが何か?それが犯罪だとでも?

Ve ben bir eşcinsel olsam, bir suç olur mu?

それと俺がホモだとしたら、罪になるわけ?

Böyle bir suç ceza ve / veya hapis ile cezalandırılır.

このような犯罪は罰金および投獄又はそのいずれかで罰せられる。

"Ben polisim. Karakola kadar gelir misiniz?” "N-neden?" “Şehrin ortasında silahla ateş etmenin suç olmadığını mı düşünüyorsun?”

「警察だ。ちょっと署まで来てもらおうか」「な、なんで?」「こんな街中でドンパチやって罪にならないわけないだろうが!!」