Translation of "Tartışma" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Tartışma" in a sentence and their japanese translations:

Tartışma ısıtıldı.

議論は白熱していた。

Sorun tartışma altındaydı.

その問題は討議中でした。

Tartışma inandırıcı değil.

その議論には、全く説得力がない。

Tartışma sonunda halledildi.

論争にやっとけりが付いた。

Tartışma birliğimizi bozdu.

いさかいで私たちの融和が壊れた。

Tartışma karşılıklı saygıya dayalıdır.

議論は相互の尊敬の念に基づいている。

Tartışma hızla kontrolden çıktı.

その言い争いはすぐに手がつけられなくなった。

Tartışma bir sonuca ulaştı.

討論は結論に達した。

Heyecan azalınca tartışma devam etti.

- 奮闘がおさまると、話し合いが再び始まった。
- 興奮がおさまった時、話し合いが再び始まった。

Konu hakkında bir tartışma başlattılar.

彼らはその問題に関する討議を始めた。

Uzun süren tartışma nihayet sonlandı.

長い議論がやっと終わった。

Tartışma kavga ile sona erdi.

- 論議は最後に喧嘩になった。
- 議論は最後に喧嘩になった。
- 議会はさいごにけんかになった。

Çok şiddetli bir tartışma yaptık.

- 私たちは活発な討論をした。
- 私たちはとても活発な討論をした。

- Köylülerin çevrede yaptığı tartışma oldukça canlıydı.
- Köylülerin çevre üzerine yaptıkları tartışma oldukça hararetliydi.

村の人たちが自然環境に関して話した議論は白熱した。

Iyi bir tartışma ortamı yaratmaktan geçiyor.

良い議論を喚起することです

Ancal mantıksal tartışma olmadığı için kötü.

しかし考え深い議論のためには あまり良くありません

Tartışma için uygun bir başlık değil.

それは討論に適切な論題ではない。

Bu sorun, doğal olarak tartışma yarattı.

その問題は自然に論議を呼びました。

Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.

この討論中彼は何も言わずに黙っていた。

Tom'un Mary ile tartışma arzusu yoktu.

トムにメアリーと言い争う気はない。

Onun hakkında hararetli bir tartışma yaptık.

私たちはそれについて熱心に議論した。

Üç günlük tartışma zaman harcamaya değerdi.

三日間の議論はそれだけの価値があった。

Tartışma söz konusu olduğunda o hepsinden iyidir.

- 彼は討論となると誰にも劣らない。
- 議論をすることとなると、彼は誰にも負けない。
- ディベートにかけては彼は誰にもひけをとらない。

Komite eğitim sorunu üzerine bir tartışma düzenledi.

委員会は教育問題について論じている。

Kısa bir kesintiden sonra tartışma yeniden başladı.

ちょっと中断したあとで討議が再び始まった。

Toprakla ne yapılacağı hakkında bir tartışma çıktı.

その土地をどうするかをめぐって反目が生じた。

John, eşi ile şiddetli bir tartışma yaşadı.

ジョンは妻と激しい口げんかをした。

Tartışma gece geç saatte kadar devam etti.

討論は夜遅くまで続いた。

Şimdi tek ihtiyacımız olan eylem, tartışma değil.

我々に今必要なのは行動することであって話し合うことではない。

Genel bir tartışma ve farkındalık yaratmamıza yardım edecektir.

一般的な議論や認識が高まるでしょう

Tartışma için yasaklı bir konu olmamasına karar verdik.

たとえ話題が友情を揺るがすような領域に 大きく割り込む場合においてもです

Bu konuda ne yapacağımız hakkında uzun bir tartışma yaptık.

私たちはそれをどうしたらよいかについて長い議論をした。

Sürekli tartışma yaratan bu grubun asıl derdi ilerleme fikrinin kendisi.

「おしゃべり階級」を苛立たせるのは 進歩という考えそのものなんです

Kimin başkan olarak seçilmesi gerektiğine dair hararetli bir tartışma vardı.

誰が議長に任命されるかについて、激しい議論がかわされた。

İlerleme bizi yükselten gizemli bir güç veya bir tartışma platformu değil.

進歩は神秘的な力でも 弁証法的に 我々を向上させ続けるものでもありません