Translation of "Taze" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Taze" in a sentence and their japanese translations:

Hafızamda hâlâ taze.

記憶にまだ新しい。

Taze ekmek aldım.

焼きたてパンを買ったよ。

Bu yumurta taze.

この卵は新しいよ。

Bu yumurtalar taze.

この卵は新しいよ。

Bulabileceğiniz en taze balık.

最高(さいこう)に新鮮(しんせん)だよ

Canım taze meyve istiyor.

新鮮な果物が食べたい。

Yapraklar yağıştan sonra taze.

雨上がりの木の葉は生き生きとしている。

Yapraklar yağmurda taze görünüyor.

雨で木の葉が生き生きして見える。

Taze balık yemek istiyorum.

新鮮な魚が食べたい。

Birkaç taze yumurta istiyorum.

生みたての卵が欲しい。

Taze çileklerin var mı?

新鮮なイチゴを持っているんですか。

Taze sebzeler sağlığı düzenler.

新鮮な野菜は健康を増進する。

Taze ekmeğin kokusunu seviyorum.

焼きたてのパンの匂いが好きです。

Yumurtaların hepsi taze değil.

この卵はすべて新しいとはかぎらない。

Bu limonlar çok taze.

- このレモンは新鮮だ。
- こちらのレモンは新鮮ですよ。

Taze ıstakozun görünümü iştahımı açtı.

新鮮な伊勢エビを見たら、食欲がわいた。

Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.

冬は新鮮な野菜は高値である。

Bir buzdolabı eti taze tutar.

冷蔵庫に入れておけば肉は痛まない。

Taze çiğ sebze yemeği sever.

彼女は好んで新鮮な生野菜を食べます。

Daha çok taze sebze yiyin.

もっと新鮮な野菜を食べなさい。

Taze meyve, sağlığın için yararlıdır.

新鮮な果物は健康に良い。

Taze pişmiş ekmek kokusunu severim.

焼きたてのパンの匂いが好きです。

Taze meyve, sağlık için iyidir.

新鮮な果物は健康に良い。

Dağın zirvesi taze karla kaplı.

山の頂上は新雪でおおわれている。

Tüm bu yumurtalar taze değildir.

これらの卵が全部新鮮というわけではない。

Bu yumurtalardan hiçbiri taze değil.

この卵はすべて古い。

Taze meyve, sizin için iyidir.

新鮮な果物は君の体によい。

Pazardan taze balık satın alabildim.

スーパーで新鮮な魚が買えたよ。

Taze ve sağlıklı gıda üretimi sağlamak

私は このような素晴らしい試みに参加し

Taze balık, hayatta kalmak için harikadır.

新鮮な魚は サバイバルに最適だ

Termal görüntüleme avının taze olduğunu gösteriyor.

‎狩りに成功したようだ

Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.

新雪でスキーをするのはとても楽しいことです。

Masada bol miktarda taze yumurta var.

新しい卵がテーブルの上にたくさんある。

C vitamini için taze limon yedim.

ビタミンCを摂るために生のレモンを食べました。

Çeşitli taze meyveler ve sebzeler yemelisin.

種類に富んだ新鮮な果物と野菜を食べるべきです。

Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.

健康には新鮮な空気がいる。

Süt iki gün boyunca taze kalır.

このミルクは二日はもつ。

Ben biraz taze hava solumak istiyorum.

新鮮な空気がすいたい。

Biz her gün taze yeşil salata yeriz.

毎日新鮮な野菜サラダを食べてます。

Biz akşam yemeğinden sonra taze meyve yedik.

私たちは夕食後に新鮮なフルーツを食べた。

O, taze sebze almak için markete gitti.

彼女は新鮮な野菜を買いに市場へ行った。

Taze meyve ve sebzeler sağlığınız için yararlıdır.

新鮮な果物や野菜は健康によい。

Taze meyve ve sebze sağlığınız için iyidir.

新鮮な野菜や果物は健康にいい。

Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.

このトラックは青森から東京まで生鮮食料品を運ぶ。

- Olay, hafızamızda hâlâ tazedir.
- Olay anımızda hâlâ taze.

その事件はまだ我々の記憶に新しい。

Tom biraz taze hava almak için pencereyi açtı.

トムは新鮮な空気を入れるため窓を開けた。

Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.

‎暗い森の中には ‎これほどの草むらはない

Ben her zaman dondurulmuş olanların yerine taze sebzeler alırım.

- 私は冷凍野菜は買わずに、いつも生野菜を買います。
- 私はいつも冷凍野菜ではなく生鮮野菜を買います。

Az önce çiftlikten gelmiş olan birkaç taze yumurtayı aldım.

私は農場から来たばかりの新鮮な卵を買った。

Tom biraz taze havaya izin vermek için pencereyi açtı.

- トムは新鮮な空気を入れるため窓を開けた。
- トムは新鮮な空気を取り込もうと窓を開けた。

Tatlı için ne istersin, dondurma mı yoksa taze meyve mi?

デザートは何にしますか。アイスクリームですか、新鮮な果物ですか。

Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.

あそこのお店は、いつ行っても出来たてほやほやのたいやきが売ってるんだよ。

- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Çiçek ve ağaçlar temiz hava ve taze suya ihtiyaç duyarlar.
- Çiçekler ve ağaçlar, temiz hava ve tatlı suya ihtiyaç duyarlar.

花や木にはきれいな空気と新鮮な水が必要だ。

Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.

金が物言う、世知辛いこのご時世に、彼の生き方は一服の清涼剤だね。