Translation of "Yapıyordu" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Yapıyordu" in a sentence and their japanese translations:

Sürekli şekerleme yapıyordu.

彼女はその間ずっと居眠りをしていた。

O çay yapıyordu.

彼女はお茶を入れているところだった。

O hile yapıyordu.

彼は浮気していた。

Tom banyo yapıyordu.

トムはお風呂に入っていた。

O, uyuyor gibi yapıyordu.

彼は眠っているふりをした。

Tom orada ne yapıyordu?

トムはそこで何してたの?

John sürekli hatalar yapıyordu.

ジョンはいつもまちがいばかりしていた。

Prenses çok makyaj yapıyordu.

王女があくどい化粧をしていた。

Tom bugün ne yapıyordu?

トムは今日何をしていましたか?

O zaman güneş banyosu yapıyordu.

彼女はそのとき日光浴をしていました。

O zamanda güneşte banyo yapıyordu.

彼女はそのとき日光浴をしていました。

Eve döndüğünde annen ne yapıyordu?

あなたが帰宅したとき、お母さんは何をしていましたか。

Mayuko okuyor ve Meg tablo yapıyordu.

マユコは本を読み、メグは絵をかいていた。

O, o gafı yaptığında ne yapıyordu?

その大失敗をやったとき彼女は何をしていたのか。

Bir kız parkta bir konuşma yapıyordu.

少女が公園でスピーチをしていた。

Onun söylediğine aldırma. Sadece şaka yapıyordu.

彼の言った事は無視しなさい。冗談を言っていただけなのだから。

Sen eve gittiğinde, annen ne yapıyordu?

あなたが家に帰って来た時、お母さんは何をしていましたか。

Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapıyordu.

海部氏は人前で演説することに慣れている。

Çocuklar o kadar gürültü yapıyordu ki çalışamadım.

子供達がやかましくて勉強にならなかった。

Mutfağa girdiğimde, o pilavlı tavuk köri yapıyordu.

私が台所へ入ったとき、彼女はチキンカレーライスを作っていた。

Midori o zaman Hokkaido'da kayak mı yapıyordu?

みどりはその時北海道でスキーをしていましたか。

Eve döndüğümde erkek kardeşim ev ödevini yapıyordu.

私が帰宅したとき、弟は宿題をしているところだった。

Arabada eve giderken ertesi gün için planlar yapıyordu.

帰宅途中の車のなかで、彼は翌日の計画を立てた。

Bay Suzuki o öğleden sonra bir konuşma yapıyordu.

鈴木さんはその日の午後にスピーチをすることになっていた。

Fakat insanlar yanımdan hızla geçiyor ve görmemiş gibi yapıyordu.

でも 周りの人は見ないフリをして 急ぎ足で通り過ぎて行きました

Çocuk okumayı beceriyormuş gibi yapıyordu, ama kitabı baş aşağı tutuyordu.

その少年は本が読めるふりをしたが、本をさかさまにもっていた。

O bir konuşma yapıyordu, ama tuhaf bir ses duyunca aniden kesti.

彼は演説をしていたが、奇妙な物音を聞いて急に話をやめた。

O bir konuşma yapıyordu ama garip bir ses duyunca aniden konuşmayı durdurdu.

彼は演説をしていたが、奇妙な物音を聞いて急に話をやめた。

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

しかし海洋生物学者の フリッツパトリックは昼間に このウニにやられました

- Nagano'da yaşıyor olduğunu zannetti. O, Tokyo istasyonunda ne yapıyordu?
- Onun Nagano'da yaşaması gerekiyor. Tokyo İstasyonunda ne yapıyor?

彼って長野に住んでいるはずなのに、なんで東京駅にいる?