Translation of "Zamanki" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Zamanki" in a sentence and their japanese translations:

Her zamanki yerde her zamanki insanlarla karşılaştım.

いつものところでいつもの人達に会った。

Her zamanki iş.

平常通り営業いたします。

Her zamanki gibi.

相変わらずよ。

Her zamanki gülümsememi takındım.

私はいつもの笑顔で過ごしました

Her zamanki kadar nazik.

彼は相変わらず親切だ。

Her zamanki gibi meşgulüm.

相変わらず忙しい。

Her zamanki trenimi kaçırdım.

- いつもの列車に乗り遅れた。
- いつもの電車に間に合わなかったんだ。

Her zamanki kadar zavallı.

彼は相変わらず貧乏だ。

Her zamanki yerde buluşalım.

例の場所で落ち合おう。

- Bugün her zamanki gibi değilsin.
- Bugün her zamanki siz değilsiniz.

- 今日は君らしくないな。
- 今日はいつもの君らしくない。

Her zamanki otobüsünü kaçırmış olabilir.

いつものバスに乗れなかったのかもしれません。

Besten her zamanki gibi iyi.

君の作文はこれまでのとおりよく出来ています。

Hava her zamanki gibi açıktı.

空は相変わらず晴れ渡っていた。

O her zamanki kadar tembel.

彼は相変わらずなまけ者だ。

Her zamanki treni kaçırmış olmalı.

彼はきっといつもの列車に乗り遅れたに違いない。

O, her zamanki gibi aylaktır.

彼はあいかわらずぶらぶらしている。

O her zamanki kadar meşgul.

彼は相変わらず忙しい。

O, her zamanki kadar güçlü.

彼はあいかわらず丈夫だ。

O her zamanki gibi sağlıklı.

彼はいつもと代わらず健康です。

O, her zamanki kadar geveze.

彼は相変わらずおしゃべりだ。

O, onun her zamanki hali.

彼は相変わらずだ。

Tom her zamanki gibi yakışıklı.

トムって相変わらずハンサムだねえ。

O her zamanki kadar fakirdir.

彼女は相変わらず貧しい。

Her zamanki gibi meşgul müsün?

相変わらず忙しいの?

Her zamanki gibi yanlış anlıyorsun.

あなたは相変わらず誤解したね!

Babam her zamanki kadar meşguldür.

父は相変わらず忙しい。

Babam her zamanki gibi iyi.

父は相変わらず元気です。

Tom her zamanki yerine parketti.

トムはいつもの場所に車を停めた。

Davout her zamanki sağ kanattaki görevindeydi.

ダヴーは右翼の彼の通常のポストにいました。

Siz her zamanki kadar sağlıklı görünüyorsunuz.

- 君は相変わらず健康そうに見える。
- 相変わらず元気そうだね。

O, her zamanki gibi genç görünüyor.

彼は相変わらず若く見える。

Onun dersi zamanki gibi çok öğreticiydi.

彼の講義はいつものように、ためになった。

Ben her zamanki gibi erken kalktım.

私はいつものように早く起きた。

Onlar her zamanki kadari çok çalışırlar.

彼らは相変わらずよく働く。

O, her zamanki kadar çok çalışır.

- 彼女は相変わらずよく勉強する。
- 彼女はあいかわらず勉強する。

İlk tanıştığımız zamanki geceyi hatırlıyor musun?

私たちが初めて会った夜のこと覚えていますか。

O her zamanki gibi geç geldi.

彼はいつものように遅れて着いた。

Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.

彼は、いつものように机の上に鍵を置いた。

O, her zamanki gibi geç geldi.

いつもの通り、彼女は遅れてやって来た。

Merhaba Paul.Her zamanki gibi meşgul mü?

こんにちは、ポール。何時ものように忙しいのかい?

Her zamanki gibi Tom geç kalmıştı.

例によって、トムは遅刻した。

Ben her zamanki gibi ellerimi yıkadım.

私はいつも通り手を洗った。

Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.

相変わらず、彼らは遅いです。

Her zamanki yerde seni bekliyor olacağım.

いつもの場所で待っています。

O aktris her zamanki gibi güzel.

あの女優は相変わらず美しい。

Her zamanki gibi, o bir sulu gözlüdür.

彼は相変わらず泣き虫だ。

Ekmek ve tereyağı benim her zamanki kahvaltımdır.

バター付きパンは私のいつもの朝食です。

O sadece her zamanki gibi iyi çalışıyor.

彼は相変わらずよく働く。

Bill her zamanki gibi okula geç kalmıştı.

ビルはいつものように学校に遅刻した。

O, her zamanki gibi saat beşte kalktı.

彼はいつものように5時におきた。

O, her zamanki ücretin iki katını ödedi.

彼は通常の料金の2倍払った。

O yaşlanıyor ama her zamanki kadar sağlıklı.

彼は年を取ってきたが相変わらず健康だ。

Konuşmamız her zamanki gibi hava üzerine açıldı.

私たちの会話はいつものように天気に関して始まった。

Büyükbaba ateşin yanındaki her zamanki yerine oturdu.

おじいさんは火の近くでいつもの場所に座った。

Her zamanki gibi sabah erkenden kalkıp koştu.

いつものように彼は朝早く起き、ジョギングをした。

Her zamanki gibi saat onda yatmaya gitti.

彼はいつものように10時に寝た。

Her zamanki gibi onu fulle. Nakit ödeyeceğim.

レギュラー満タン、現金で。

Beşinci Kolordu komutasına geri dönen Lannes, her zamanki

第5軍団の指揮下に戻ったランヌは 、相変わらず

Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.

その物理の先生はいつものように授業に遅れてきた。

Onun şarkı söylemesi her zamanki gibi çok etkileyiciydi.

彼女の歌はいつものように感動的だった。

Çok çalışmasına rağmen, her zamanki gibi fakir kaldı.

彼は、一生懸命働いたのに貧乏だった。

Jack burada değil. O zamanki otobüsünü kaçırmış olabilir.

ジャックが来ていません。いつものバスに乗れなかったのかもしれません。

Mademki Bush seçildi, her zamanki gibi iş olacak.

いまやブッシュ大統領が当選したのだから、業務は通常通りになるだろう。

O her zamanki kadar çok çalışıyor fakat fakir kalıyor.

彼は相変わらずよく働いていますが、貧乏のままです。

Her zamanki gibi, Tom sabah erken kalktı ve yüzdü.

例によって、トムは朝早く起きて泳いだ。

Keiko bize her zamanki gibi hoş bir gülümseme gösterdi.

ケイコちゃんは、相変わらず、魅力的な微笑みを見せてくれました。

Mike her zamanki gibi vaktinde geldi. O çok dakik.

いつものように、マイクは時間どおりに現れた。本当に時間に正確な人だ。

Her zamanki gibi, Bob bu sabah okula geç geldi.

いつものことだが今朝もボブは学校に遅刻した。

Nobel ödülünü kazandıktan sonra her zamanki kadar mütevazı kaldı.

彼女は、ノーベル賞をとった後も相変わらず控え目である。

Söylemeye gerek yok, her zamanki gibi okula geç kaldı.

言うまでもないが、彼はいつものように学校を遅刻した。

Nisan ayında, her zamanki gibi açık sözlü olan Ney, Napolyon'u pozisyonunun

4月、ネイは、相変わらず率直に発言し、ナポレオン に彼の立場

Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.

- 例によって、マイクは今日の午後会合に遅刻した。
- いつものように、マイクは今日の午後ミーティングに遅れてきた。

- Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- Her zaman olduğu gibi geç kaldılar.

相変わらず、彼らは遅いです。

REM uykusu sırasında beyin dalgaları uyanıkken olduğu gibidir ve bu, rüyalar gördüğün zamanki aşamadır.

REM睡眠中の脳波は起きている時と同じ脳波であり、夢を見るステージです。

Genelkurmay başkanı olarak her zamanki rolüne geri dönen Berthier, olağanüstü yeteneklerini bir kez daha kanıtladı

参謀長としての彼の通常の役割に戻って、ベルティエはもう一度彼の並外れた才能を証明し

Daha sonra Napolyon'un Regensburg'un bir an önce alınması gerekiyordu ve her zamanki gibi Lannes'a döndü.

ナポレオンは次にレーゲンスブルクを素早く連れて行く必要があったので、いつものように、彼はランヌに目を向けました。

Ne, yine ekmek mi yiyorsun? Her zamanki gibi hâlâ aynı heyecan verici diyet yaşantısını sürdürüyorsun.

何あんた、またパン?相変わらず変わり映えのしない食生活送ってんのね。

"Anne, termometrenin nerede olduğunu biliyor musun?" "O her zamanki yerinde değil mi?" "Evet, kontrol ettim."

「お母さん、体温計知らない?」「いつもの場所にないの?」「うん、ないみたい」

- Her zamanki gibi, düşünceleri son derece akademik idi.
- Her zaman olduğu gibi düşünceleri son derece akademikti.

いつものごとく、彼の考えはあまりに非現実的だった。