Translation of "Ana" in Korean

0.038 sec.

Examples of using "Ana" in a sentence and their korean translations:

Ana karakterin dünyası.

주인공의 세계예요.

ana gelmekle alakalıdır.

그 순간을 즐기는 거예요.

"Kadın Dediğin"deki Ana,

"리얼 우먼 해브 커브스" 에서 애나라는 인물은

Üç ana elementten oluşuyor:

하지만 세 가지 주요 요소를 갖고 있죠.

Operada, ana karakterlerimiz kolayca

오페라에선 이런 계단 높이를 줄여

Ama hikâyemin ana teması

하지만 이 이야기의 요점은

Piyadenin ana birliği taburdu.

보병의 기본 전술 단위는 대대였다.

Şu ana kadar çıkarabildiğiniz kadarıyla,

지금쯤 이미 추론하셨겠듯이

Bu gelişmenin arkasındaki ana fikir

이러한 발전의 중심에는

Ana branşım futboldu ve kaleciydim,

제 주종목은 축구였고 골키퍼였습니다.

Şu ana dek. MEHTAPLI DÜZLÜKLER

‎지금까지는요

Buzun altında ana kayalar olur.

저 얼음 아래에는 기반암이 있습니다.

Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni

레이다에 기반암이 잡힌 건

Evrenin oluştuğu ilk ana dönelim

우주가 처음 생성되었던 그 순간으로 가보겠습니다.

üç ana kısma ayrıldığını görürüz.

인간의 두뇌는 사실 3개의 중요 부위로 이루어져 있어요.

Çünkü onların ana nehirlerinden 10 tanesi

왜냐하면 그곳의 10개 주요 강들이

Everest Ana Kampı'ndan Kuzey Kutbu maratonlarına.

북극점과 에베레스트 베이스 캠프에서도 마라톤을 했습니다.

Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.

‎대로를 따라 시내로 직행하는 거죠

Everest Dağı, Dağların Ana Tanrıçası olduğundan

에베레스트 산은 '산의 여신'이라고 불리우는 만큼

çünkü ana karakterin dünyayı nasıl gördüğünü değiştirir.

주인공이 세상을 보는 관점을 완전히 바꿔 버리는 거죠.

Araştırmam, bunun üç ana nedeni olduğunu gösteriyor.

제 연구에 따르면 이에는 세 가지 주된 이유가 있습니다.

Dünya ve Ay'ın kökenleri için ana fikre

지구와 달의 기원을 설명하는 가장 주된 학설은

Bir bölüm. Hatta ana şarkıcısı PSY'nin başını

현재 부적절한 내용을 담고 있는 가사가 있다는 이유로 당국과 마찰을 빚고 있는

Ve Doug ilk gün işe giderken, ana merkezin

그리고 제 친구 더그가 출근한 첫 날에

Ve ana yöntemi yüzyıllar boyunca sayısız sihirbaz tarafından geliştirilen

이 마술의 기본에 심리학적 기술이 있고

ana kar alanları olan düzeni değiştirmeye hiç niyeti yokken

자신들이 가장 이익을 보는 판을 바꿀 생각이 없습니다.

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

‎이들은 수많은 해양 생물의 ‎주요 식량이기도 하죠 ‎작은 치어부터 

Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.

한 친구는 이렇게 말했죠, "내가 본 가장 지각 있는 아기같아."