1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-Polish
  4. çıkmayı

Translation of "çıkmayı" in Polish

0.009 sec.

Examples of using "çıkmayı" in a sentence and their polish translations:

Ben merdivenlerden çıkmayı öneririm.

Sugeruję, abyśmy skorzystali ze schodów.

O, yalnız başına yürüyüşe çıkmayı sever.

Ona lubi samotne spacery.

Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

Wolę wyjść na dwór niż odpoczywać w domu.

Hiç benim gibi biriyle çıkmayı düşünür müsün?

Czy wzięłabyś kiedykolwiek pod uwagę umówienie się z kimś takim, jak ja?

Hiç benimle birlikte çıkmayı düşüneceğini düşünür müsün?

Czy rozważysz kiedyś wyjście razem ze mną?

Ertesi sabah New York için yola çıkmayı planlamıştım.

Planowałem wyruszyć do Nowego Jorku przyszłego ranka.

Onunla dışarı çıkmayı ve gözde restoranımızda yemek yemeği özledim.

Brakowało mi tych czasów, kiedy chodziliśmy ze sobą, kiedy jadaliśmy w naszej ulubionej restauracji.

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

Ale dziś rodzina przetrwała najdłuższą noc na Ziemi.

Dünyada en çok arzu edilen adam olamayacağımın farkındayım fakat hâlâ benimle çıkmayı düşüneceğinden ümitliyim.

Zdaję sobie sprawę, że może nie jestem najlepszą partią na świecie, ale mimo to mam nadzieję, że pomyślisz o tym, by się ze mną umówić.