Translation of "Kalmayı" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Kalmayı" in a sentence and their polish translations:

Şehirde kalmayı planlıyorum.

Planuję zostać w mieście.

Çocuklar sessiz kalmayı sürdürdü.

Chłopcy byli cicho.

Burada kalmayı tercih ederim.

Wolę tu zostać.

Evde kalmayı tercih ederim.

Raczej zostanę w domu.

Biz bir hafta kalmayı planlıyoruz.

Planujemy zostać tam tydzień.

Ne kadar süre kalmayı planlıyorsun?

Jak długo zostaniesz?

Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.

Planuję pozostać tam na tydzień.

Ben burada kalmayı tercih ederim.

Wolałbym tu zostać.

Üç ay Boston'da kalmayı planlıyorum.

Planuję zostać w Bostonie na trzy miesiące.

Burada ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?

Jak długo planujesz to zostać ?

Nagoya'da üç gün kalmayı düşünüyorum.

Zamierzam zostać w Nagoji na trzy dni.

Tom bu gece evde kalmayı planlıyor.

Tom planuje zostać dzisiaj w domu.

Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

Zamiast wychodzić, wolałbym zostać w domu.

Yağmurda dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

Zostanę raczej w domu, niż wyjdę na zewnątrz w deszcz.

Dinamik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sağ"a tıklayın.

Jeśli wybierasz przetrwanie dynamiczne, stuknij „w prawo".

O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.

Moglibyśmy pójść tą drogą. Drzewa mogą dać nam jakąś ochronę.

Ve orada yaşayan ne varsa orada kalmayı artık istemeyecektir.

I wszystko, co tam mieszka nie będzie chciało tam być.

Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.

Tenzing zaoferował mi schronienie i pracę.

Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Powinienem się teraz uczyć, ale wolę posiedzieć na Tatoeba.

Statik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam"a basın.

Jeśli chcesz spróbować przetrwania statycznego, naciśnij „w lewo”, a potem „OK”.

Dinamik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam"a basın.

Jeśli wybierasz przetrwanie dynamiczne, naciśnij „w prawo", a potem „OK”.

Benim adım Bear Grylls ve ben dünyadaki en zorlu yerlerde hayatta kalmayı başardım.

Jestem Bear Grylls i przetrwałem w najtrudniejszych miejscach na świecie.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

Dobrą rzeczą jest to, że zostaniemy wysoko. Łatwiej będzie utrzymać kierunek.

- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.

Nigdy nie byłem w bibliotece bez chęci posiadania tyle czasu, żeby móc pójść tam i zostać dopóki nie przeczytam wszystkiego.