Translation of "üzereydim" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "üzereydim" in a sentence and their portuguese translations:

Ayrılmak üzereydim.

Eu estava prestes a ir embora.

Sensiz gitmek üzereydim.

Eu estava para ir embora sem você.

Tom geldiğinde ayrılmak üzereydim.

Eu estava prestes a sair quando o Tom chegou.

Aynı şeyi söylemek üzereydim.

Eu ia dizer a mesma coisa.

Telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydim.

Eu estava quase saindo quando o telefone tocou.

Ben aynı şeyi önermek üzereydim.

Eu ia sugerir a mesma coisa.

Telefon çaldığında yatağa gitmek üzereydim.

Eu estava quase indo para a cama quando o telefone tocou.

O beni görmeye geldiğinde çıkmak üzereydim.

Eu estava prestes a sair, quando ele veio me ver.

Onu aramak üzereydim ama sonra unuttum.

Estive para lhe telefonar, mas depois esqueci-me.

Aradığın için teşekkürler. Seni aramak üzereydim.

- Obrigado por ligar. Eu estava a ponto de te ligar.
- Obrigada por ligar. Eu estava a ponto de te ligar.

Mary birdenbire ortaya çıktığında ben ayrılmak üzereydim.

Eu estava prestes a sair quando Mary apareceu do nada.

Arabanın benzini bittiğinde neredeyse eve varmak üzereydim.

- Estava quase em casa quando acabou o combustível do carro.
- Eu estava quase em casa quando o carro ficou sem combustível.

O beni aradığında ben akşam yemeği yemek üzereydim.

Estava para jantar quando ela me ligou.

- Lafı ağzımdan aldın.
- Tam onu söylemek üzereydim.
- Tam da onu söyleyecektim.

Eu estava prestes a dizer isso.