Translation of "Anlatmaya" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Anlatmaya" in a sentence and their portuguese translations:

Ben bunu sana anlatmaya çalıştım.

Eu tentei te dizer.

Kelimeler onu anlatmaya yetersiz kaldı.

Lhe faltaram palavras.

Ona sevgimi anlatmaya karar verdim.

Eu decidi falar do meu amor para ela.

"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.

A palavra horrível não faz justiça à sensação.

Ama konu çocuğunuza ders anlatmaya gelince

mas quando se trata de contar lições para o seu filho

Tom, Mary'ye her şeyi anlatmaya çalıştı.

Tom tentou explicar tudo para Mary.

Ve yüzde 65'ini hikâye anlatmaya ayırırlar.

e os outros 65% contando histórias.

Tom Mary'ye her şeyi anlatmaya karar verdi.

Tom decidiu contar tudo a Mary.

- O, derin bir nefes alıp durumunu anlatmaya başladı.
- O, derin bir nefes alıp hâlini anlatmaya başladı.

Ela respirou fundo e começou a contar sua situação.

Böylece filmler çekmeye ve bu öyküleri anlatmaya başladım.

Por isso, comecei a fazer filmes, e comecei a contar essas histórias.

Daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor

então ela continua a explicar a lição que silencia

Fakat videoda biz kimseye bir şey anlatmaya çalışmadık

Mas não tentamos explicar nada a ninguém no vídeo

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

Eu vou à loja e sabe quem eu vejo? Um amigo americano, que imediatamente começa a me contar o que tem acontecido com ele desde a última vez que nos encontramos.