Translation of "Bakmak" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Bakmak" in a sentence and their portuguese translations:

- Buna bakmak ister misin?
- Buna bakmak ister misiniz?
- Buna bakmak istiyor musun?

- Você quer ver isto?
- Você quer olhar isto?

Tom bakmak istemiyor.

Tom não quer olhar.

Tom'a bakmak istemiyorum.

Eu não quero olhar para Tom.

Bakmak ister misiniz?

Gostaria de dar uma olhada?

- İnsanlara bakmak kabalıktır.
- İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.

Não é educado olhar fixamente para as pessoas.

Pul koleksiyonuna bakmak isterim.

Eu gostaria de dar uma olhada na sua coleção de selos.

Onlara bakmak senin işin.

É seu dever tomar conta deles.

Onun bebeğine bakmak zorundaydım.

Eu tive de cuidar do seu bebê.

Tadına bakmak ister misin?

Você quer provar?

Şimdi kendimize bakmak zorundayız.

Temos que cuidar de nós mesmos agora.

Tom dedesine bakmak zorundaydı.

O Tom tinha tomar conta do avô dele.

Sana bakmak zorunda kaldım.

Eu tive que tomar conta de você.

Benim işim bebeğe bakmak.

Meu trabalho é cuidar do bebê.

Bebeğe bakmak benim işimdir.

- É meu trabalho tomar conta do bebê.
- É minha responsabilidade tomar conta do bebê.

Fadıl, Leyla'ya bakmak istedi.

Fadil queria cuidar de Layla.

Bob Tilkiye evde bakmak istedi.

Bob queria manter a raposa em casa.

Tom kapıya bakmak için gitti.

Tom foi atender à porta.

Tom kapıya bakmak için kalktı.

Tom levantou-se para atender a porta.

Aileme bakmak için çok çalıştım.

Eu tenho trabalhado duro para sustentar minha família .

O, kız kardeşine bakmak zorundaydı.

- Ela tinha que tomar conta de sua irmã.
- Ela teve que tomar conta de sua irmã.

Ona bakmak için para gönderdi.

Ele mandou dinheiro para ajudar a cuidar dela.

Tom'a bakmak için geri döndüm.

- Eu me virei para olhar para Tom.
- Me virei para olhar para Tom.

Bu resimlere tekrar bakmak istiyorum.

Eu gostaria de dar uma outra olhada naquelas fotos.

Hristiyanlara karşı kin ve nefretle bakmak

Olhando para os cristãos com ódio e ódio

Tom planlara daha yakından bakmak istedi.

O Tom queria uma boa olhada nos anteprojetos.

Onlar gökyüzüne bakmak için bir teleskop kullanıyor.

Eles estão usando um telescópio para olhar o céu.

Eskiden sadece köyümüze bakmak için kullandığımız bir araçtı.

Costumava ser apenas uma ferramenta para observar nossa vila.

Tom bir aileye bakmak için yeterli para kazanmıyor.

Tom não ganha o suficiente para sustentar uma família.

Ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik.

mas queríamos olhar para isso de modo mais abrangente.

Bu öğleden sonra Tom'a iki saat bakmak zorunda kaldım.

Eu tive que tomar conta de Tom por duas horas hoje de tarde.

Böylesine büyük bir aileye bakmak zorunda olacağımı asla düşünmemiştim.

Eu nunca pensei que eu teria que sustentar uma família tão grande.

Onun güzelliğini takdir etmek için sadece ona bakmak zorundasın.

Para apreciar a beleza dela, basta olhar para ela.

Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.

Alguns servidores da saúde gastam mais tempo preenchendo papelada que cuidando dos pacientes.

- Boston'a iş aramaya geldim.
- Boston'a iş bulmaya gelmiştim.
- Boston'a iş bakmak için gelmiştim.

Eu vim para Boston para procurar trabalho.

- Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.
- O, ailesine bakmak için çok çalışmak zorunda.

Ele tem de trabalhar duramente para sustentar a sua família.