Translation of "Kadınların" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Kadınların" in a sentence and their portuguese translations:

Kadınların nasıl düşündüğünü biliyorum.

Eu sei como as mulheres pensam.

Tom kadınların yanında tuhaflaşıyor.

Tom fica sem jeito próximo de mulheres.

Hakiki kadınların kıvrımları vardır.

Mulheres de verdade têm curvas.

Kadınların istediği şey budur.

É isso o que as mulheres querem.

- Kadınların özgürlüğü hareketinde yer aldı.
- Kadınların özgürlüğü hareketinde bir rol oynadı.

Ela desempenhou um papel no movimento de libertação feminina.

Kadınların tek başına sokakta dolaşması

Mulheres andando sozinhas na rua

Kadınların gece sokağa çıkması yasaklanmıştır

mulheres são proibidas de sair à noite

Kadınların asla anlamayacağı şeyler vardır.

Tem coisas que as mulheres jamais entenderão...

Anne olan kadınların sayısı az.

O número de mulheres que se tornam mães é pequeno.

Kadınların oy kullanma hakkı yoktu.

A mulher não tinha o direito de votar.

Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.

O computador está à esquerda das mulheres.

Kadınların haklarını büyük ölçüde koruyup, geliştirmiştir

Protegeu muito e melhorou os direitos das mulheres

Amerikalı kadınların oy verme hakkı yoktu.

As mulheres americanas não tinham o direito de votar.

Bu, kadınların zaten bildiği bir şey.

É uma coisa que as mulheres já sabem.

Kadınların neden kel olmadıklarını merak ediyorum.

Pergunto-me por que as mulheres não ficam carecas.

Kadınların sayılmamasının İslamiyetle bağdaştırılacak hiçbir tarafı yoktur

não há nada a ser associado ao Islã quando as mulheres não são contadas

Seni ne şarapla ne de kadınların fısıltılarıyla

Eu não te acordo para o vinho nem para os sussurros das mulheres,

Suudi Arabistan'da kadınların araba sürmelerine izin verilmez.

As mulheres não são permitidas de dirigir carros na Arábia Saudita.

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

- Meu filho acha que mulheres são mais fortes do que homens.
- Meu filho acha que as mulheres são mais fortes do que os homens.

Kadınların neden erkeklerle aynı haklardan yararlanmasına izin verilmiyor?

Porque não é permitido às mulheres usufruir dos mesmos direitos civis como os homens?

Niçin kadınların erkeklerden daha uzun yaşadıklarını merak ediyorum.

Me pergunto por que as mulheres vivem mais que os homens.

Onlar kadınların genellikle erkeklerden daha uzun yaşadıklarını söylüyorlar.

Geralmente se diz que as mulheres vivem mais que os homens.

Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.

Esse movimento teve grande impacto no comportamento feminino.

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

Cinquenta e dois por cento das mulheres britânicas preferem chocolate do que sexo.

Kadınların veya küçük çocukların size ne dediklerini anlamakta güçlük çekiyor musunuz?

Você tem dificuldade para entender o que lhe dizem as mulheres ou as crianças pequenas?

Kadınların ev işi yaparak harcadığı zaman şimdi eskisinden çok daha azdır.

O tempo que as mulheres gastam fazendo serviço doméstico é bem menor agora do que era antes.

İlk olarak, kadınların erkeklerden daha fazla boş vakitleri var. İkinci olarak, onlar erkeklerden daha az endişelenecek şeylere sahipler.

Em primeiro lugar, as mulheres têm mais tempo livre que os homens. Em segundo lugar, elas têm menos coisas com que se preocupar do que os homens.