Translation of "Kalanını" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Kalanını" in a sentence and their portuguese translations:

- Geri kalanını yapacağım.
- Geri kalanını ben yaparım.

Eu farei o resto.

Paranın geriye kalanını harcayın.

Gaste o que sobrou do dinheiro.

Hikayenin geri kalanını dinlemek istiyorum.

Eu quero ouvir o resto da estória.

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

Gostaria de passar o resto da minha vida com você.

Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!

Vou guardar o resto no bolso. Que grande achado!

Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.

Eu não quero passar o resto da minha vida lamentando por isso.

Seninle hayatımın geri kalanını hayal etmeye çalışıyorum.

Eu tenho tentado imaginar o resto de minha vida contigo.

Tom hayatının geri kalanını Tom'la geçirmek istiyor.

Tom quer passar o resto da vida com Mary.

Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.

Tom passou o resto da noite pensando na Mary.

Hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum.

Eu quero passar o resto da minha vida com você.

Hayatının geri kalanını hapiste mi geçirmek istiyorsun?

Você quer passar o resto da sua vida na prisão?

Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.

Bebi algum leite e guardei o resto no frigorífico.

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Meu interesse é no futuro porque é lá que eu vou passar o resto da minha vida.

Tom ve Mary yaşamlarının geri kalanını birlikte geçirmek istediler.

Tom e Mary queriam passar o resto da vida deles juntos.

Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.

O que você passa fazendo durante sua infância afeta o resto de sua vida.

Doğru şeyi yap. Bu bazı insanları sevindirecek ve geriye kalanını şaşırtacak.

Faça a coisa certa. Isso irá gratificar algumas pessoas e surpreender o resto.

Tom jambonun bir kısmını yedi, ve sonra geriye kalanını buzdolabına koydu.

- Tom comeu parte do presunto, e então colocou o resto no refrigerador.
- Tom comeu parte do presunto, e então colocou o resto na geladeira.