Translation of "Sabırsızlanıyorum" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Sabırsızlanıyorum" in a sentence and their portuguese translations:

Sabırsızlanıyorum.

Eu estou perdendo a paciência.

Başlamak için sabırsızlanıyorum.

Eu mal posso esperar para começar.

Noel için sabırsızlanıyorum.

Estou ansioso para que chegue o Natal.

Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Não vejo a hora de conhecê-lo.

Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.

Não vejo a hora de te abraçar.

Üniversiteye gitmek için sabırsızlanıyorum.

Não vejo a hora de ir para a faculdade.

Tom'la tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Não vejo a hora de conhecer Tom.

Sana söylemek için sabırsızlanıyorum.

- Mal posso esperar para te contar.
- Mal posso esperar para contar a você.
- Mal posso esperar para contar a vocês.

Hayvanat bahçesine gitmek için sabırsızlanıyorum.

- Não vejo a hora de ir ao jardim zoológico.
- Não vejo a hora de ir ao zoológico.

Bu kızla tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Mal posso esperar para conhecer essa menina.

Yakında katalog almak için sabırsızlanıyorum.

Esperamos receber o catálogo logo.

Burayı terk etmek için sabırsızlanıyorum.

- Mal posso esperar para sair deste lugar.
- Não vejo a hora de sair deste lugar.

Bu ilkbahar onları görmek için sabırsızlanıyorum.

Estou ansioso para vê-los nessa primavera.

İyi haberi Tom'a söylemek için sabırsızlanıyorum.

Não posso esperar para contar a Tom as boas notícias.

Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.

Estou muito impaciente para ver a nova versão do Tatoeba.

- Ben onun için sabırsızlanıyorum.
- Ben ona can atıyorum.
- Ben onu dört gözle bekliyorum.

- Não vejo a hora.
- Mal posso esperar.

- Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi iple çekiyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi dört gözle bekliyorum.

Estou ansioso para nadar com você.