Translation of "Yılı" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yılı" in a sentence and their portuguese translations:

Kar yılı, mısır yılı.

Ano com neve, ano com milho.

Geçen yılı hatırla.

- Lembre-se do ano passado.
- Lembrem-se do ano passado.

Gelecek yıl tavşan yılı.

O ano que vem é o ano do coelho.

2015 ahşap keçinin yılı.

2015 é o Ano da Cabra.

Yılı tekrar edemem. Sınavı geçmeliyim.

Não posso repetir de ano. Preciso passar na prova.

O yıllar yılı çok çalıştı.

Ele trabalhou duro, entra ano, sai ano.

-yılı karıştırabilirim sadece Anneler Günüydü diyelim,

— não sou muito boa nos dias, digamos só no Dia da Mãe —

Bu yıldız beş ışık yılı uzaktadır.

Esta estrela dista cinco anos-luz.

Çocukluğun ilk kırk yılı en zorudur.

Os primeiros 40 anos da infância são os mais difíceis.

Madison'un ilk dört yılı kolay değildi.

Os primeiros quatro anos de Madison não foram fáceis.

Tom önümüzdeki üç yılı Boston'da geçirdi.

O Tom passou os três anos seguintes em Boston.

- Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- Işık yılı, ışığın bir yılda kat ettiği mesafedir.

Um ano-luz é a distância que percorre a luz em um ano.

Japonya'da yeni öğretim yılı nisan ayında başlar.

- No Japão, o novo ano escolar começa em abril.
- No Japão, o novo período escolar começa em abril.

Bir zaman makinen olsaydı, hangi yılı ziyaret ederdin?

Se você tivesse uma máquina do tempo, que ano você visitaria?

Japonya'da yeni bir okul yılı nisan ayında başlar.

- O novo ano escolar começa em abril no Japão.
- No Japão, o novo ano escolar começa em abril.
- No Japão, o novo período escolar começa em abril.

2015, Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Işık Yılı ilan edilmiştir.

2015 foi declarado pelas Nações Unidas o Ano Internacional da Luz.

On yılı aşkın bir süredir onu ilk kez gördüm.

Eu o vi pela primeira vez em mais de 10 anos.

Güneşin etrafında dönüşü 30 milyon yılı bulan kuyruklu yıldızlar bile var

existem até cometas com o sol girando em torno de 30 milhões de anos

İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.

Confesso que, sem ele, esses dez anos da minha vida seriam vazios e sem propósito.

Yine de şimdi olmadığım tüm bu şeyler benim için de söylenebilirdi, eğer o on küsur yılı

Mais tudo isso, que não sou hoje, eu seria se não tivesse vivido