Translation of "Yaparken" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Yaparken" in a sentence and their portuguese translations:

Bunu yaparken bile

mesmo fazendo isso

Göç yaparken çok ilginç

muito interessante ao imigrar

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Ele quebrou a perna esquiando.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Quebrei a perna esquiando.

Karısı doğum yaparken öldü.

Sua esposa morreu no parto.

Tom'u bunu yaparken düşünemiyorum.

Não consigo imaginar Tom fazendo isso.

Ev ödevimi yaparken uyuyakaldım.

Eu adormeci enquanto fazia minha lição de casa.

Kendimi onu yaparken görebilirim.

Eu posso me ver fazendo isso.

Kazı yaparken yakalanırsanız cezası var

Se você for pego cavando, há uma penalidade

Tom yaparken kolay gibi göründü.

Tom fez parecer fácil.

Tom ödevini yaparken yatak odasındaydı.

Tom está em seu quarto fazendo seu dever de casa.

Biz zamanda yolculuk yaparken boyut değiştiriyoruz.

Mudamos de tamanho enquanto viajamos no tempo.

Temizlik yaparken onun eşyalarından bazılarını gördük.

Enquanto limpávamos, vimos algumas de suas coisas.

Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.

A mamãe ficou no carro enquanto o papai fazia as compras.

Egzersiz yaparken ayağımda bir kemik kırdım.

Quebrei um osso do pé enquanto me exercitava.

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

estou calma fazendo algo que assusta a maioria das pessoas.

DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken

O líder da DİSK, Kemal Türkler, discursando

Banyo yaparken aklıma iyi bir fikir geldi.

Quando estava tomando um banho, surgiu-me uma boa ideia.

Tom'u bunu yaparken görmek bizi çok şaşırttı.

- Nós ficamos muito surpresos em ver Tom fazendo aquilo.
- Nós ficamos muito surpresos em ver o Tom fazendo aquilo.
- Ficamos muito surpresos em ver o Tom fazendo aquilo.

Jim, kayak yaparken bacağında bir kas çekildi.

Jim teve uma distensão muscular na perna enquanto esquiava.

Nakış yaparken kendini bir iğne ile deldi.

Ela espetou-se com uma agulha enquanto bordava.

Buz üzerinde paten yaparken, bir ayağını kırdı.

Ela quebrou a perna patinando sobre o gelo.

Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.

Temos de ter muito cuidado ao fazer parapente em montanhas altas.

Mary meditasyon yaparken bir beden dışı deneyim yaşadı.

Mary teve uma experiência extracorporal enquanto meditava.

Ben Copper Mountain'da, Colorado'da kayak yaparken kaza oldu.

O acidente aconteceu enquanto eu esquiava na Copper Mountain, no Colorado.

Biz de eğleniyoruz bunu yaparken sizde izlerken eğlenin istiyoruz

Também nos divertimos enquanto fazemos isso, queremos nos divertir enquanto assistimos

Yalnız dalış yaparken, ekipmanımla ilgili her şey mükemmel olmalı.

Quando mergulho sozinho, tudo no meu kit tem de ser perfeito.

O kadar namusludur ki banyo yaparken kendi gözlerini bağlar.

Ela é tão pudica que põe uma venda nos olhos ao tomar banho.

Bunu yaparken gördüğün kişinin Tom olduğundan kesin emin misin?

Você tem certeza absoluta de que foi o Tom quem você viu fazendo isso?

- Tom yine hile yaparken yakalandı.
- Tom yine aldatırken yakalandı.

O Tom foi pego trapaceando de novo.

Yani yön tayini yaparken aynı bir GPS gibi pusula gibi

isto é, como um GPS, bússola

Eğer Zoom a giriş yaparken Google hesabımı kullan Face hesabımı kulan dediğinizde

usar minha conta do Google ao fazer login no Zoom

Her şeyin eleştirisini yaparken futbol ile mafyanın ilişkisini eleştirmesin mi o konuya girmesin mi

Se critica a relação entre o futebol e a máfia enquanto critica tudo ou não